SÖZCÜKTE VE SÖZ ÖBEKLERİNDE ANLAM
A- SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİKLERİ
1.Sözcüğün Gerçek ( Temel ) Anlamı :
Sözcüğün akla gelen ilk anlamıdır.
– Çocuk elindeki bardağı kırdı.
– Kış geldi , soğuklar başladı.
2. Sözcüğün Yan Anlamı :
Sözcüğün temel anlamına bağlı olarak kazandığı yeni anlamlarıdır.
– Ayakkabının burnu aşınmıştı.
– Bu merdivenin dört ayağı var.
UYARI : Sözcüğün yan anlamıyla mecaz anlamını karıştırmamak gerekir. Yan anlam,
gerçek ( temel ) anlamla ilişkilidir ; fakat mecaz anlamda sözcük, gerçek ( temel )
anlamından tamamen uzaklaşmıştır.
3.Sözcüğün Mecaz ( Değişmece ) Anlamı :
Sözcüğün , gerçek anlamının dışında başka bir anlamda kullanılmasıdır. Mecaz anlamlı
sözcükler, gerçek anlamlarından tamamen uzaklaşır. Genellikle soyut anlam özelliği
gösterir.
– Soğuk karşılanacağımızı umuyordum.
– Şu kısacık yaşamda kimseyi kırmamak gerekir.
4.Sözcüğün Terim Anlamı :
Bilim , sanat , spor ya da her hangi bir meslek dalıyla ilgili özel karşılıkları olan
sözcüklere “ Terim “ denir.
– Şiirin ölçüsünü ve kafiyelerini bulalım.
UYARI : Bu tür sözcükler , kendi alanları dışında kullanıldığında “ Terim “ olmaktan
çıkar.
– Evin perdelerini yıkadık.
( Terim değil )
– Üç perdelik bu oyunu izlerken büyük bir keyif aldık.
( Terim )
Yansıma sözcükler :
Doğada var olan canlı ve cansız varlıklardan algıladığımız sesleri talkit etmek
suretiyle oluşturulan sözcüklere “ Yansıma sözcükler “ denir.
– Açık kalan musluğun şırıltısından uyuyamadım.
– Köpekler sabaha kadar havladı.
UYARI : “ Parıltı , şırıltı , ötmek “ gibi sözcükler , oluşumları ses dayanmadığı için
yansıma sözcük sayılmazlar.
SORU : ( 2002 Kpss )
“ Çökmek “ sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ inerek kaplamak” anlamında
kullanılmıştır ?
a ) Genç yaşta olmasına karşın yanakları iyiden iyiye çökmüştü.
b ) Geceleyin yanmaya başlayan tarihi evin önce tavanı çöktü.
c ) Ocağın başına çöküp ellerini ısıttı.
d ) Köprünün çökmesiyle köy yolu bir süre trafiğe kapandı.
e ) Şehrin bu bölümüne yoğun bir sis çöktü.
CEVAP : E
SORU :
Aşağıdakilerden hangisinde “ insan “ sözcüğü mecaz ( değişmece ) anlamda
kullanılmıştır ?
a ) İnsanları gözlerinin aşına bakmadan harcar.
b ) Her insanda az da olsa bencillik duygusu vardır.
c ) Nasıl olur da insan bunu düşünemez.
d) İnsanları seven mutlu olur.
e ) İnsan değil ki, yaptığın iyilikleri bilsin.
CEVAP : E
B – SÖZCÜKLERDE ANLAM OLAYLARI :
1 – Deyiş ( Deyim ) Aktarması :
– Organ adlarının , insana özgü niteliklerin doğaya ; doğaya ait kavramların
insanlara aktarılmasına ya da duyular arası aktarmalara “ Deyim Aktarması “ denir.
– Deyim Aktarmasında , “ Benzetme ilgisi “ vardır. Diğer bir deyişle ; sözcüklerin ,
“ Benzetme ilgisine dayalı olarak “ yeni anlamlar kazanmalarıdır.
– Deyim aktarması , birkaç şekilde yapılır :
a ) İnsandan Doğaya Aktarma : İnsana has özelliklerin , doğaya aktarılmasıdır.
– Bu kahrolası şehirde sokaklar bile seni düşünür.
– Güneş bulutların arasından bize tebessüm ediyor.
– Nehir , o gece çok hırçındı.
– Bu akşam yine sinsi bir yağmur yağıyor.
– Bu sabah bütün çiçeklerin keyfi kaçtı.
– Yürüyordum , ağlıyordu ırmaklar.
b ) Doğadan İnsana Aktarma :
– Doğayla ilgili kavramların , insanlara aktarılmasıdır.
– Çocuk , ustasının yanında iyice pişmişti.
– Onun ne tilki olduğunu bilirim.
– Onun gibi çiğ insan görmedim.
– İnsanlar , o gün meydanlara döküldü.
c) Organ Adlarının Doğaya Aktarılması :
– Dolabın gözü
– Dağın başı
– Sandalyenin ayağı
2- AD AKTARMASI ( Mecaz – ı Mürsel ) :
– ” Benzetme amacı güdülmeden “ , aralarındaki anlam ilişkisi nedeniyle bir sözcüğün
yerine başka bir sözcüğün kullanılmasıdır.
– Mecaz – ı Mürsel ; Parça – bütün ilişkisi ,
İç – dış “ ,
Sanatçı – eser “ , ( İlişkisine dayalı olarak yapılabilir ! )
Yer – insan “ ,
İnsan – araç “ ,
– Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun. ( Parça – Bütün ilişkisi )
– Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilal ( Parça – Bütün ilişkisi )
3 – TEŞBİH ( BENZETME ) :
– Aralarında “ benzerlik “ bulunan iki kavramdan benzerlik bakımından güçsüz olanını
, daha üstün olanına benzetmektir.
– Vatanımız cennet gibi güzeldir.
Benzeyen K.b B.edatı B. yönü
– Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
B. y K. b B.edatı B. y
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.
K.b B.edatı B.y
4 – KİNAYE :
Bir sözü , “ hem gerçek hem mecaz anlamını düşündürecek şekilde kullanma
sanatıdır. Fakat asıl kastedilen anlam , “ mecaz anlam “ dır.
– Ayağını yorganına göre uzat.
– Ağaç yaşken eğilir.
– Nerede bir gül bitse etrafı diken.
– Dolu başaklar , başını öne eğer.
5 – TARİZ ( İĞNELEME , DOKUNDURMA ) :
– Birini “ iğnelemek amacıyla “ bir sözü , gerçek anlamının tam tersine düşündürecek
şekilde kullanmaktır. Sözün , ifadenin “ gerçek ve mecaz anlamları dışında “ tersini
kastetme sanatı , anlam olayıdır.
– O kadar çalıştı ki sınavda sondan birinci oldu.
6 – DOLAYLAMA :
– Tek sözcükle anlatılabilecek bir kavramı , birden çok sözcükle anlatmaya denir.
– “ Anlatımı güçlendirmek ; söyleyişe güzellik kazandırma “ temel amaçtır.
– “ Yaygın kullanımı olmayan söyleyişler , “ dolaylama “ olarak değerlendirilemez !
7 – GÜZEL ADLANDIRMA :
Atatürk Ulu önder
Sinema Beyaz perde
Balık Derya kuzusu
Kömür Kara elmas
– “ Korku , ürkme … “ gibi olumsuz duyguları önlemek için bazı varlık , nesne veya
kavramları daha güzel sözcüklerle adlandırmadır.
SORU :
Verem İnce hastalık
Ölüm Sizlere ömür , rahmete kavuş –
Sağır İşitme engelli
1. Sahil söyleşti , bütün gece bizim sokakla.
2. Ellerim öpüyor , en hınzır yalnızlıkları şimdi.
3. Yürüyordum , ağlıyordu ırmaklar.
4. Ağlardı garip yolcular , eski hanlarda geceleri.
5. Fırat’ın suyu , elbette asidir.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerden hangisinde insan doğaya aktarma ( Deyim
Aktarması ) söz konusu değildir ?
a ) 1 b ) 2 c ) 3 d ) 4 e ) 5
SORU :
Marmara ‘da her yelken
Uçar gibi neşeli.
– Yukarıdaki dizede olduğu gibi kimi sözleri , benzetme amacı gütmeden başka bir
sözcüğün yerine kullanılır .
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir kullanım vardır ?
a) Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım.
b ) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı.
c ) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.
d) Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
e) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilal.
CEVAP : E
SORU :
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük hem gerçek hem mecaz anlama
gelecek şekilde kullanılmıştır ? ( Kinayeli söyleyiş )
a) Gecenin bir yarısı , sokak kapısının zorlandığını duydum.
b ) Büyüklerden duyduğu sözlerin ne kadar doğru olduğunu , sonradan anladı.
c ) Uzun yıllardan beri aynı gazetede yazıyordu.
d ) Uykusu gelince kanepeye kıvrılıp yatardı.
e ) Sanatçı , daima toplumun önünde yürüyen insandır.
CEVAP : E
C – SÖZCÜKTE ANLAM İLİŞKİLERİ :
1. Eş Anlamlılık İlişkisi : ( Eş anlamlı – Anlamdaş sözcükler )
Yazılışları farklı , anlamları aynı olan sözcüklere denir.
Bir dilde , eş anlamlı sözcüklerin çok oluşu , o dilin zenginliğini ortaya koyar.
Misafir Konuk
Şart Koşul
Mektep Okul
Dil Lisan
UYARI : Aynı anlama gelen sözcükler , bir arada kullanıldıklarında anlatım bozukluğu
ortaya çıkar. ( Gereksiz sözcük kullanımından dolayı )
– Sağlığına , sıhhatine dikkat etmiyor.
2. YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER :
Eş anlamlı gibi görünmelerine karşın , anlamca tam eşitlik göstermeyen ; ancak”
birbirine yakın anlam” taşıyan sözcüklere denir.
– Basmakalıp , sıradan , alelade , bayağı …
– Alınmak , darılmak , incinmek , gücenmek …
– Beğenmek , hayran olmak , hoşlanmak …
– Kusursuz , eksiksiz , mükemmel , şahane …
3. KARŞIT ( ZIT ) ANLAMLI SÖZCÜKLER :
Anlamca birbirine “ zıt “ olan sözcüklerdir.
– İyi – kötü – Yat – kalk-
– Sıcak – soğuk – Gel – git-
– Uzun – kısa – İn – çık-
– Geniş – dar – Gül – ağla-
– Zayıf – şişman – Ver – al-
UYARI : Karşıt ( zıt ) anlamlılıkla olumsuzluğu birbirine karıştırmamak gerekir.
Bir sözcüğün olumsuzu onun zıt ( karşıt ) anlamlısı değildir.
– Başar – , başar – ma
– Sev – , sev – me
4 . EŞ SESLİ ( SESTEŞ ) SÖZCÜKLER :
Sesleri , söylenişleri aynı , anlamları tamamen birbirinden farklı olan sözcüklere
denir.
– Çay içmeyi çok sever.
– Koca nehir yazları adeta çay görünümü alır.
UYARI : Çok anlamlı sözcüklerle sesteş sözcükleri birbirine karıştırmamak gerekir.
Çok anlamlı sözcükler arasında “ anlam “ yönünden bir ilgi varken sesteş sözcükler
arasında herhangi bir ilgi söz konusu olamaz.
– Çocuğun burnu kanadı. ( Temel anlam )
– Geminin burnu şimdi göründü. ( Yan anlam – çok anlam )
UYARI 2 : Bir sözcüğün , “ gerçek anlamı “ ile “ mecaz anlamını “ sesteş olarak
değerlendirmemek gerekir.
– Bahçedeki kuru otları yaktı.
Gerçek anlam
– Bu yazarın kuru bir üslubu var.
Mecaz anlam
UYARI 3 : Sesteş sözcük le “ ortak kök “ karıştırılmamalıdır. Ortak kökler arasında
, bir “ anlam ilgisi “ varken sesteş sözcük arasında hiçbir anlam ilişkisi yoktur.
– Renkli boya , Eski elbise ,
Duvarı boya – dı Elbisesi eskimiş
( Zıt anlam değiller )
( Sesteş sözcük değiller )
( Sesteş sözcük değiller )
( Ortak kök – sesteş değiller )
8
5 . SOMUT ANLAMLI SÖZCÜKLER :
– Duyu organlarımızla algılayabildiğimiz sözcüklere denir.
( Görme – İşitme – Dokunma – Tatma – Koklama )
– “ Çiçek , ağaç , hayvan , ses , rüzgar , ışık , koku , insan “
– Kitap , şapka …
6 . SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER :
– Duyu organlarımızla algılayamadığımız ; ancak varlığına akıl yürütme yoluyla karar
verebildiğimiz sözcüklerdir.
– Umut , sevgi , neşe , iyilik , güzellik , özlem , mutluluk , rüya , akıl , vicdan ,
ruh , hayal , şefkat , kıskançlık.
7 . GENEL – ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER :
Bir varlığın , kavramın tekini değil , benzerlerinin tümünü genel olarak hatırlatan ,
anlamca “ geniş kapsamlı “ sözcüklere “ Genel anlamlı “ ; varlıkları , kavramları daha
dar bir anlam çerçevesinde hatırlatan sözcüklere “ Özel anlamlı “ sözcükler denir.
– Varlık – Canlı – Hayvan – Kuş – Kanarya ( GENELDEN ÖZELE )
– Ayşe – Öğrenci – İnsan – Canlı – Varlık ( ÖZELDEN GENELE )
8 – NİCELİK YA DA NİTELİK BİLDİREN SÖZCÜKLER :
– Bir varlığın sayılabilen , ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumunu bildiren
sözcüklere “ Nicelik Anlamlı “ ; bir varlığın nasıl olduğunu , ne gibi özellikler
taşıdığını bildiren sözcüklere ise “Nitelik Anlamlı “ sözcükler denir.
– Onlar , bu yıl büyük bir ev satın aldılar. ( Nicel Anlam )
– Onun da büyük umutları varmış. ( Nitel Anlam )
– Elimdeki poşetler hafifti. ( Nicel Anlam )
Böyle hafif davranışlardan hoşlanmam. ( Nitel Anlam )
SÖZ GRUPLARI :
1. İKİLEMELER :
– Anlamı kuvvetlendirmek , söyleyişe güzellik katmak amacıyla iki sözcüğün , çeşitli
şekillerde art arda getirilmesiyle oluşturulan sözcük gruplarıdır.
A – Yapılışları Bakımından İkilemeler :
1. Aynı kelimenin tekrarıyla oluşturulabilirler :
– Çocuklara yeni yeni elbiseler almış.
– Yaşlı adam , yavaş yavaş yürüyordu
2. “ Yakın “ veya “ eş anlamlı “ sözcüklerle oluşturulabilirler :
– Yıllardır eşi dostu aramıyor.
– Kendisine göre bir kılık kıyafet bulamadı.
3. “ Karşıt anlamlı sözcüklerle “ de ikileme oluşturulabilir :
– Bu işin aslını er geç öğrenecek.
– ileri geri konuşur.
4. “ Biri anlamlı biri anlamsız “ sözcüklerle oluşturulabilir :
– Eski püskü bir elbise giymiş.
– Yırtık pırtık bir pantolon vardı üstünde.
5. “Her ikisi de anlamsız kelimelerle oluşturulabilirler :
– Evdeki ıvır zıvır eşyaları kaldırdık.
– Abur cubur yeyip durur.
6. “ Yansıma sözcükler “ le ikileme oluşturulabilir :
– Şırıl şırıl akan bir suyun kenarında oturduk.
İKİLEMELERİN GÖREVLERİ :
– İkilemeler , cümlede “ sıfat “ görevini üstlenebilirler :
– O bahçede iri iri elmalar vardı.
Sıfat
– İkilemeler , cümlede “ zarf “ görevi üstlenebilirler :
– Arkadaşlarıyla güzel güzel sohbet etti.
Zarf
– Hızlı hızlı yürüdü.
Zarf
– İkilemeler , cümlede “ ad “ ( isim ) görevini üstlenebilirler :
– Eş dost İzmir’e taşındı.
Ad
SORU : Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme kullanılmamıştır ?
a) Şirket , ufak tefek ihalelere girmeme kararı almış.
b) Bu işlerden az çok biz de anlarız.
c) Üstüne doğru dürüst bir şey giy. CEVAP : E
d) Bugün yine ileri geri konuştu.
e) Oraya iki elim kanda olsa gelirim.
SORU : Aşağıdaki cümlelerde yer alan ikilemelerden hangisi görev yönünden farklıdır ?
a) Uzun uzun gülerek insanların canını sıktı..
b) Aşık dertli dertli çalıyordu sazını.
c) Adam, bize soğuk soğuk bakıyordu. CEVAP : E
d) Oraya sağ salim vardılar.
e) Saçma sapan sözleriyle insanları bunalttı.
ATASÖZLERİ :
– Öğüt ( nasihat ) niteliği taşıyan ; toplumun ortak malı olan ; geçmişteki insanların
yaşam tecrübelerini yansıtan özlü sözlerdir.
DEYİMLER :
– Bir durumu anlatan , “ öğüt “ niteliği taşımayan , özel durumlar karşısında
söylenen “ söz öbekleridir.
UYARI 1 : Atasözleri ve deyimleri oluşturan sözcükleri , başka sözcüklerle
değiştirmek bir “ anlatım bozukluğu “ dur !
– Bunları söyleye söyleye ağzımda tüy bitti.
dil ( ANLATIM BOZUKLUĞUDUR )
– Elbette yardım edeceğiz ; bizim de çorbada unumuz bulunsun istedik.
tuz
– Ağaç küçükken eğilir.
yaşken
UYARI 2 : Deyimlerin , cümlede “ anlamına uygun “ olarak kullanılmaması anlatım
bozukluğudur !
– Sorun çıkarmak istemiyordu , işi yokuşa sürüyordu. ( ANLATIM BOZUKLUĞU )
– Çok saygılı biriydi , konukların yanında istifini bozmadan oturuyordu. ( “ )
SORU : Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kullanılmamış bir deyim vardır ?
a ) Kadın , durmadan ağlıyor ; bir yandan da “ içim yanıyor dostlar “ diye
bağırıyordu.
b) Olay yerinde , herkes telaş içindeyken o , kılını bile kıpırdatmıyordu.
c) Halil Efendi , yeni müdür için “ Canı tez birine benziyor “ dedi.
d) Ev sahibi konuklarına bakıp : “ Bu ne şıklık böyle “ deyince Ayşe üstüne alındı.
e) Görüşüne başvurduğum herkes onun sözünün eri bir kişi olduğunu söylüyordu.
CEVAP : D
SORU : Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kullanılan deyim , açıklamasıyla birlikte
verilmiştir ?
a) Geçen günkü olayı düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
b) Kardeşim , hep böyledir ; her zaman işin kolayına kaçar.
c) Önceki akşam , gezi heyecanından olacak , gözüme uyku girmedi
d) Bu çocuğu gözüm ısırıyor ; onu daha önce bir yerde görmüş gibiyim.
e) Çocukların , maddi sıkıntı çekmesini istemez ; onlara harçlık verirdi.
CEVAP : D
Yorumlar
Yorum Gönder