OSMANLI KURULUŞ DEVRİ
GİRİŞ:Anadolu (Türkiye) Selçuklularının 1308 yılında ortadan kalkmasıyla
beraber, özellikle batı Anadolu’da beylikler arasında, Türk birliğini yeniden
oluşturmayı amaçlayan mücadeleler kızışmıştır. İşte bu mücadelelerin
neticesinde Anadolu’da Osmanoğullarının yıldızı parlayacak ve altı yüzyılı aşan
muhteşem bir Türk devletine tanıklık edecektir.
Söğüt’te temeli atılan Osmanlı Devleti, hakimiyeti altındaki ülke
sınırlarını XVI. Yy içinde en geniş boyutlara ulaştırmıştır.Bugün dünya
haritası üzerinde yer alan:
Macaristan, Slovanya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan,
Karadağ, Kosova, Makedonya, Arnavutluk, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan,
Türkiye, Moldavya, Ukrayna, Kırım, Dağıstan ve Kafkaslar, Gürcistan,
Ermenistan, Azerbaycan, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Umman,
Kuveyt, Yemen, İsrail, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Sudan, Mısır,
Etiyopya, Somali, Eritre, Libya, Tunus, Cezayir, Kıbrıs, İran’ın batı
kısımları, kısaca Basra’dan Viyana’ya, Kafkasya’dan Fas’a, Kırım’dan Yemen’e
kadar olan coğrafya üzerindeki bütün devletler Osmanlı devletinin sınırları
içerisinde idi.
Osmanlı devleti, iki imparatorluk, onlarca devlet ve bir çok beyliğe son
vermiş, devrinin bir çok büyük devletini dize getirmiştir.
OSMANLI KURULUŞ DEVRİ
Kuruluş Dönemi Hükümdarları:
Osman
Bey
(1281-1324)Ø
Orhan Bey (1326-1362)Ø
I. Murat (1362-1389)Ø
Yıldırım Beyazıt (1389-1402)Ø
Çelebi Mehmet (1413-1421)Ø
II. Murad (1421-1451)Ø
Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu
Osmanlılar Oğuzların Kayı boyuna mensuptur.Kayı güç ve kudret sahibi demektir.
Oğuz inanışına göre Kayı Han Osmanlıların atasıdır. Kayılar, Oğuzların sağ
kolda yer alan Bozokların, Günhan kolunun en büyük boyudur. Kayı Han Oğuz
Kağan’ın en büyük oğludur. Bu durum Kayılara diğer Oğuz boyları arasında itibar
sağlamıştır.Kayı boyunun damgası ( I-Y-I ) dır.
Kayıların Anadolu’ya Gelişi
Kayılar Selçuklularla birlikte İran yaylasına geldiler.Malazgirt savaşından
sonra Anadolu’nun fethine katıldılar.Moğol istilası ile birlikte Anadolu’ya göç
etmişlerdir.Anadolu’da Ahlat yöresine yerleştiler.Başlarında Süleyman şah
olduğu halde güneydoğu Anadolu’ya geçtiler. Süleyman şah Halep’e giderken
Fırat’ta boğulmuş ve Türk mezarı da denilen Caber kalesine
defnedilmiştir.Babasının ölümüyle Kayıların bir kısmının başına Ertuğrul Gazi
geçmişti.(Kayıların bir kısmı ayrılarak Urfa-Viranşehir, Mardin- Derik
arasındaki Beriyye bölgesine, bir kısmı da Anadolu’ya dağılmıştır)Kayılar 1230
Yassı çemen savaşında Anadolu Selçuklularının yanında yer aldılar.Savaştan
sonra Ertuğrul Gazi yönetimindeki kayılar I. Alaaddin Keykubat tarafından önce
Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine daha sonra Bizans sınırında Söğüt,
Domaniç bölgesine uçbeyliği olarak yerleştirildiler.
Osmanlı beyliği kurulduğunda balkanlardaki Genel Durum
Balkanlarda siyasi birlik yoktu.Balkan devletleri kendi aralarında savaşlar
yapıyorlardı.Var olan devletler şunlardır:
1. Bulgar Krallığı
2. Sırp Krallığı
3. Macar krallığı
En güçlü devlet Sırp Krallığı idi.Bunların dışında Bosna
Hersek,Eflak,Boğdan,Erdel ve Arnavutluk beylikleri gibi küçük devletlerde
vardı.Trakya ve mora ise Bizans egemenliğinde idi.
Öte yandan Bizans eski gücünü kaybetmiş, ancak siyasi varlığını devam
ettirebilmek amacıyla Balkan devletleri ile mücadele halindeydi.Devletin
başında Paleoglar sülalesi bulunuyordu.Kendi içinde de taht mücadeleleri
sürüyordu.Yerel yöneticiler (Tekfurlar) merkezi yönetimi dinlemiyordu.halk ağır
vergiler altında eziliyordu.İç ve dış ticaret Venedikliler ve Cenevizlilerin
eline geçmişti.
Anadolu’nun Genel Durumu
Osmanlı Beyliği kurulduğu yıllarda Anadolu Türk beylikleri kendi aralarında
mücadele halindeydi.Anadolu Selçuklu Devletinden ayrılan yirmiye yakın beylik
vardı.
Trabzon Rum Devleti Karadeniz bölgesine hakimdi.Ancak doğal engeller
genişlemesine müsaade etmiyordu.İlhanlılara vergi veriyorlardı.
Anadolu’nun doğusunda bulunan ilhanlılar bölgenin en güçlü devleti idi.1299 da
bir çok Anadolu beyliği bağımsızlığını ilan edince etkisi azaldı.
Anadolu’nun güneyinde Memluk Devleti vardı. Suriye,Mısır ve Arabistan’a
hakimdi.
Osmanlı Devletinin Kuruluşunu ve Gelişmesini Hazırlayan Nedenler
1. Coğrafi Konum:Osmanlıların yerleştiği uç bölgesi devletin kuruluşunda
ve gelişmesinde çok faydalı olmuştur.Moğolların tesir alanının dışında
kalmışlardır.Ayrıca zayıf Bizans sınırındadır.
2. Osmanlı Hanedanının Özelliği: Osmanlı kuruluş dönemi padişahları
teşkilatçı ve siyasi dehaya sahipti.
3. Komşu Beyliklerin yakın davranması:Diğer beylikler Bizans’a karşı gaza
ve cihatta bulunan Osmanlı Beyliğine büyük sevgi duyuyorlardı.
4. Osmanlı Devlet Teşkilatının Mükemmelliği:askeri, Adli, İktisadi ve
Ticari teşkilat sağlam esaslar üzerine oturtulmuştu.
5. Osmanlı Hakimiyetinin Taksim Edilmemesi:daha önceki Türk devletlerinden
farklı olarak topraklar hükümdar ailesinin değil hükümdarın malı sayılmıştır.Bu
durum merkezi yönetimi güçlendirmiştir.
6. Bizans’ın Durumu:IV. Haçlı seferinden sonra Bizans karışıklıklardan
kurtulamamıştır. Bizans’ın zayıflaması Osmanlı devletinin işine yaramıştır.
7. Osmanlıların İskan Siyaseti:Osmanlılar fethettiklere yerlere sistemli
bir iskan siyaseti uygulanışlardır.Doğudan Moğolların önünden kaçıp gelen
Türkmenler bu durumu kolaylaştırmıştır.Fethedilen bölgeler kısa zamanda
Türkleştirilmiştir.
8. Fethedilen Bölgelerde Halka İyi Davranılması:Fethedilen bölgelerde
yerli halka müsamahalı davranılmıştır.
9. Fethedilen Toprakların Taksim ve İdaresi:Osmanlılar Rumeli’de ele
geçirdikleri toprakları miri arazi haline getirmiş böylece halkı senyor
baskısından keyfi vergilerden kurtarmıştır.Dini kurumların mallarına
dokunmamıştır.
10. Osmanlı Ordusunun Güçlülüğü:Osmanlı ordusu devrinin en disiplinli ve
güçlü ordusudur.
11. Gaza ve cihat Anlayışı:Gaza ve cihat anlayışı fetihleri
kolaylaştırmıştır.
Ertuğrul Bey Dönemi
Kayılar önceleri Çobanoğulları Beyliğine bağlıydı. Çobanoğulları ise Anadolu
Selçuklularına bağlıydı. Yapılan fetihler sonucunda Söğüt, Domaniç, Ermeni
Derbendi Kayılara verildi.Ertuğrul Gazi ölünceye kadar(1281) Anadolu
Selçuklularına bağlı kaldı.
Osman Bey Dönemi (1281-1324)
Selçuklu Sultanı Osman Bey’e Söğüt ve havalisini vererek, Osman Beyin aşiret
reisliğini kabul etti.1281 yılında kayı boyunun yönetimine geçen Osman Bey
Ahi’lerin en saygın kişisi Şeyh Edebâli’nin kızı Mal Hatun ile evlendi.Böylece
bölgedeki Ahiler ve dervişlerin desteğini kazandı.
Osman Bey Söğütten sonra Bilecik, Karacahisar, İnegöl’ü aldı.Başkenti Bilecik’e
taşıdı.(1288)
1299’da bağımsızlığını ilan etti.Selçuklu sultanı III. Alaaddin Keykubat’ın
İlhanlı hükümdarı Gazan Han kuvvetleri tarafından tutulup İran’a götürülmesi
üzerine Selçuklu ulemalarından bazıları ve bölgedeki Türkmen beylerinden bir
kısmı oğuz geleneğine uyarak Osman Bey’in idaresine girdi.1301’de Yarhisar’ı
alarak başkent yaptı.Bunun üzerine tekfurlara yardım etmek için gelen Bizans
ordusuyla yapılan 1302 Koyunhisar savaşında (Baphaeon) galip geldi.Bu savaş
Osmanlıların Bizans’la yaptıkları ilk savaş ve ilk galibiyettir.Akyazı,
Mudurnu, Sapanca, Yalova ve Mudanya alınarak Bursa kuşatıldı.Marmara denizinde
İmrehor adası alındı.
Osman Gazi ilk Osmanlı parasını bastırmıştır.ilk Osmanlı kadısı karamanlı
Dursun Fakih Karacahisar'a tayin edilmiştir.
Bu fetihler üzerine Anadolu Selçuklu Sultanı Osman Gaziye beylik alameti
göndererek Eskişehir ve İnönü'yü de verdi.Türk devleti geleneğine göre ;
Sultana tabl, alem ve tuğ gönderilirdi.
Orhan Gazi Dönemi (1324-1362)
Babasının hastalığından dolayı 1320 yılından beri devlet idaresine vekalet
ediyordu.Başarılı yönetimi sonucu boyların kararı ile bey olarak tanındı.
Bursa’nın Fethi (1326)
Orhan Bey babasının isteğiyle Bursa’nın fethine hız verdi.Yaptırdığı iki
kaleyle Bursa’yı kontrol altına aldı.Kuşatma altına alınan Bursa teslim oldu.
İpek sanayinin merkezlerinden olan Bursa’nın fethi Osmanlı hazinesine büyük
gelir sağladı.devlet merkezi Bursa’ya taşınarak başkent yapıldı.
İznik’in Alınması(1329)
İznik’in kaybının Anadolu’nun kaybı olduğunu bilen Bizans imparatoru
Maltepe (Palekanon) önlerine karargah kurdu.Ani bir saldırı ile Bizans
kuvvetleri dağıtıldı.Bizans bu savaşla Anadolu’dan çekilmiştir.
Hıristiyanlığın önemli kentlerinden olan İznik Türk hakimiyetine girdi.Başkent
İznik’e taşındı.İlk medrese İznik’te açıldı.
Karesioğuları’nın Topraklarının Alınması
Osmanlılar doğudan gelen Türkmenlere yurt bulmak zorundaydılar.Böylece
Hıristiyan devletlerle mücadelede üstünlük sağlanacaktı.Yeni topraklar elde
edebilmek için Rumeli’ne geçmek gerekiyordu.Çanakkale bölgesine ise
Karesioğulları Türk Beyliği hakimdi.Karesioğullarının iç mücadelesinden
yaralanılarak 1345’te yapılan bir seferle Balıkesir,Edremit körfezi ve Kapıdağ
arasındaki bölgeye hakim olundu.Bu durum Rumeli’ye geçişi
kolaylaştırmıştır.Karesioğulları Osmanlı’ya bağlanan ilk beyliktir.Osmanlı ilk
donanmasını Karesioğullarından almıştır. Akıncı beylerinden olan Hacı İlbey,
Evrenos Gazi Osmanlı hizmetine girdiler.
1353’ de önemli ticaret merkezlerinden İzmit ele geçirildi.1354’ de Ankara
Ahilerden alındı.
Rumeli’ye Geçiş
Bizans imparatoru Kantakuzen taht kavgaları sebebiyle Orhan Bey’den yardım
istedi.Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa yardıma gönderildi.(1345) Yapılan
yardımlara karşılık Gelibolu yarımadasında Çimpe kalesi üst olarak
verildi.(1354)Orhan Bey’in oğlu Süleyman Gazi yönetiminde 20 bin kişilik
Osmanlı kuvveti Rumeli’ne geçti.Kısa sürede Gelibolu çevresi alınarak bölgeye
Türkmenler yerleştirildi.1357’de Çorlu, arkasından Bolayır, Tekirdağ, Malkara ve
Lüleburgaz alındı.
Türklerin Rumeli’ne geçişi Avrupa’da korku meydana getirdi.Tekrar Osmanlıya
karşı haçlı seferleri düzenlendi.
Rumeli’ye Geçişin Sebepleri:
1. Cihan Hakimiyeti Egemenliğini gerçekleştirmek
2. Stratejik Nedenler
3. İstanbul’un fethini kolaylaştırmak
Balkanlardaki fethi kolaylaştıran sebepler:
1. Balkanlarda siyasi birliğin olmaması ve birbirleriyle mücadele etmeleri
2. Türklerin balkanlarda takip ettiği siyaset
3. Balkanlarda önceden yerleşen Türklerin olması
4. Doğudan gelen Türkmenlerin bu bölgeye gönderilmesi
Diğer Faaliyetler:
a) İlk divan oluşturuldu.
b) İlk donanma kuruldu.
c) İlk medrese İznik’te açıldı.
d) İlk düzenli ordu (yaya ve müsellem) oluşturuldu.
I.Murat (Hüdavendigar) Dönemi (1362-1389)
Ağabeyi Süleyman babasından önce vefat etmişti.Orhan Bey’in ölümüyle boy
beylerinin desteği ile hükümdar oldu.
Öncelikle Anadolu Türk birliğini kurmayı amaçladı.1375’te Hamitoğullarına baskı
yaparak 80 bin altın karşılığı Akşehir, Beyşehir, Yalvaç gibi yerleri
aldı.1378’de Germiyan beyinin kızı ile şehzade Yıldırım evlendirildi.Çeyiz
olarak Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav alındı.
Karamanoğulları kendilerini Anadolu Selçuklularının devamı olarak
görüyordu.Osmanlıların bu ilerleyişinden hoşlanmadılar.Osmanlı ordusu
Rumeli’nde iken bazı toprakları işgal ettiler.I. Murat ilk olarak Karaman
seferine çıkarak taşkınlıklarını önledi.
Edirne’nin Fethi (1363)
Edirne askeri açıdan önemli bir konumda bulunuyordu. Öncelikle Bizans’ın Edirne
ile bağlantısı kesildi.Sırp ve Bulgarlar Sazlıdere’de (1363) büyük bir bozguna
uğratıldı.Edirne fethedildi ve 1365 yılında başkent ilan edildi.
Sırp Sındığı Zaferi (1364)
Edirne ve Filibe’nin fethi bir haçlı seferinin düzenlenmesine sebep oldu.Papa
vasıtası ile Avrupa harekete geçirildi.Balkan ülkeleri birleşti.Macar kralı
Layoş’un öncülüğünde Edirne’ye kadar yaklaştılar.Hacı İlbey komutasındaki 10
bin kişilik öncü kuvvetleri tarafından haçlılar hazırlıksız yakalanarak bozguna
uğratıldı. Kaçan haçlı kuvvetlerinin büyük bir kısmı Meriç nehrinde
boğuldu.Böylece Rumeli’ndeki Türk hakimiyeti kesinleşmiş, ilk haçlı ordusu
yenilmiştir.
1372 Çirmen (İkinci Meriç) savaşında Trakya ve Makedonya prenslikleri yenilgiye
uğratıldı.
I.Kosava Savaşı (1389)
Türklerin balkanlarda ilerlemesi tekrar haçlı seferine sebep oldu.Buna
Karamanoğullarıda katıldı.Seferin sebeplerinden biride Timurtaş komutasındaki
Osmanlı ordusunun 1388 yılında Ploşnik’te bozguna uğramasının Balkan
krallıklarını umutlandırmasıdır.Sultan Murad Karamaoğulları sorununu çözerek
Rumeli’ye geçti.Vezir Çandarlı komutasındaki 30 bin kişilik kuvvet Bulgarlar
üzerine yürüyerek etkisiz hale getirdi.Türk ordusu Kosava ovasında haçlılarla
karşılaştı.Osmanlı ordusu ilk kez bu savaşta top kullanmıştır. Haçlılar çember
içine alınarak imha edildi.Sultan Murad bu savaş sırasında bir Sırplı
tarafından hançerlenerek şehit edilmiştir.(10 Ağustos 1389)
I. Murat’ın Diğer Faaliyetleri
a) Devşirme sistemi uygulanarak Yeniçeri ocağı kuruldu.
b) Tımar sistemi uygulanmaya başladı.
c) Topçu ocağı oluşturuldu.
d) Rumeli beyler beyliği oluşturuldu ve yönetimine Lala Şahin Paşa
getirildi.
e) Çandarlı Halil ve Kara Rüstem Paşalar ilk mali düzenlemeyi yaptılar.
f) Sultan unvanını ilk kez kullanmıştır.
g) Kazaskerlik makamını oluşturmuştur.
Yıldırım Beyazıt Dönemi (1389-1402)
Sultan Murad’ın savaş meydanında ölümüyle, babasının vasiyeti üzerine tahta
çıkarıldı.Anadolu’da karışıklıklar çıkması üzerine balkan devletleri ile
anlaşmalar imzalayarak Anadolu’ya geçti.
a) Anadolu Harekatı:
Sultan Murad’ın ölümünü haber alan Anadolu beylikleri harekete geçmişti.
Karamanoğulları Beyşehir’i işgal etmişler,Saruhan, Menteşe, Aydın, Germiyan
Beyliklerini kışkırtmışlardı.Yıldırım Beyazıt yanında bulunan Sırp kuvvetleri
ile hareket ederek Germiyan, Aydınoğulları, Candaroğulları, Kadı
Burhanettin, Menteşe ve Saruhan Beyliklerini ele geçirdi.Bu bölgeyi kapsayan
Kütahya merkezli Anadolu Beylerbeyliği kuruldu.
Hemen ardından Karamanoğulları üzerine Konya’ya yüründü.Anlaşma isteyen
Karamanoğulları ile anlaşılarak yeniden batıya yöneldi.
b) İstanbul Kuşatması:(1391)
Karaman seferinde Yıldırım ile birlikte bulunan İmparator Yuannes’in oğlu
Manuel Bursa’ya gelindiğinde babasının ölümünü haber alıp izinsiz İstanbul’a
gitti.Bu durum üzerine İstanbul kuşatıldı.(1391) Macarların Türk topraklarına
girdiği haber alınınca kuşatma kaldırıldı.Bu Osmanlılar tarafından yapılan ilk
kuşatmadır.
c) Niğbolu Meydan Muharebesi (1396):
Osmanlıların Rumeli’ndeki faaliyetlerinin devam etmesi, akıncıların Bosna’ya,
Arnavutluk’a ilerlemesi Haçlıları telaşa düşürüyordu.Bundan en çok rahatsız
olan Macarların tahriki ile Fransız, Alman, Belçika, eflak, İngiliz, Felemenk,
İskoçya şövalyelerinden oluşan 120 bin kişilik büyük bir haçlı ordusu 1396
mayısında harekete geçti.Bu ittifakın amacı beş yıldır kuşatma altında olan
İstanbul’u kurtarmaktı.Yıldırım kuşatmayı kaldırarak 50-60 bin kişilik Osmanlı
ordusunu Niğbolu da topladı. Haçlılar Niğbolu ovasında büyük bir yenilgiye
uğratıldı.
Sonuçları:
1. Pek çok esir alındı.Esirlerin bir kısmı fidye karşılığı daha sonra
serbest bırakılmıştır.
2. Büyük ganimet elde edildi.bu ganimetle Edirne ve Bursa’da pek çok cami,
medrese ve imaret inşa edilmiştir.
3. Haçlıların aldığı yerler geri alındı.
4. Bulgar Krallığı ortadan kaldırıldı.Macaristan’a akınlar yapıldı.
5. Haçlı dünyası yarım yüzyıl (1444) Türklerin üzerine yürümeye cesaret
edemedi.
6. İstanbul kuşatmalarına yeniden devam edildi.
7. Yıldırım’a halife tarafından Sultan-ı iklim-i rum unvanı verildi.
d) Bizans’la Anlaşma ve Anadolu Hisarı:
Yıldırım Niğbolu zaferinden sonra İsatnbul’u yeniden kuşattı.Kuşatma sırasında
Anadolu Hisarı (Güzelce hisar) yapıldı.Güçlü bir deniz kuvveti ve büyük
topların olmaması fethi engelliyordu.Şehir abluka altına alınarak teslim olması
sağlanmaya çalışılıyordu. Ancak Anadolu’da Timur tehlikesinin ortaya çıkması
sonucu kuşatma kaldırılarak Bizans’la anlaşma yapıldı.Sirkecide bir Türk
mahallesi kurulmuş, kadı tayin edilmiş, yıllık haraç artırılmıştır.
e) Timur – Yıldırım Mücadelesi:
Timur Cengiz imparatorluğunu yeniden kurmayı amaçlıyordu.İran’ı almış,
Hindistan’a sefer düzenlemişti.Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf ve Bağdat Emiri
Ahmet Celayir Timur korkusundan Yıldırım’a sığınmıştı.Yıldırım’ın ortadan
kaldırdığı beyler ise Timur’a sığınmıştı. Timur Anadolu’ya girerek Sivas’ı
yağmaladı.Yıldırım İstanbul kuşatmasını kaldırarak Anadolu’ya ilerledi. İki
ordu Ankara yakınlarında Çubuk ovasında karşılaştı.Beyleri karşı tarafta olan
bir kısım tımarlı sipahiler, kara tatarlar Timur’un tarafına geçince Osmanlı
ordusu dağıldı. Yıldırım esir düştü.(20 temmuz 1402)
f) Ankara Savaşının Sonuçları:
1. Osmanlı Devletinin 50 yıl kadar duraklamasına sebep oldu.
2. Anadolu Türk birliği dağıldı.
3. Balkanlardaki Türk ilerleyişi durdu.
4. Bizans imparatorluğunun ömrü yarım yüzyıl uzadı.
5. İstanbul’un fethi gecikti.
6. Anadolu’da ki Osmanlı toprakları Timur hakimiyetine girdi.
7. Osmanlı hazineleri ve arşivi yağmalandı.
8. Yıldırım Beyazıt ve oğulları esir edildi.
9. Fetret dönemi başladı.
Not:Yedi ay kadar esir dönemi yaşayan Yıldırım 9 Mart 1403’ de
vefat etti.
Fetret Devri (1402-1413)
Osmanlılar Ankara savaşında yenilmişlerdi.bundan yararlanan
Anadolu beylikleri eski topraklarını fazlasıyla ele geçirdiler.Timur,
Osmanlıların yeniden toparlanmalarını engellemek için Yıldırımın oğulları
arasındaki taht kavgalarını kışkırtmıştır.Bu dönemde Osmanlının Anadolu hakimiyeti
oldukça zayıflamıştır.Fakat balkanlarda Eflak prensliği dışında toprak kaybı
olmamıştır.Bunun nedenleri:
1. Tımar sistemi nedeniyle bölgede gelirin ve refahın artması
2. Avrupa’da yüzyıl savaşları nedeniyle büyük bir karışıklık yaşanması
3. Fetihlerde yumuşak bir politika izlenmesi
4. Halkın çapulculara karşı güvenliğinin sağlanması
Şehzadeler Arasında Mücadeleler:Timur’un Anadolu’da bıraktığı
ortam kardeşler arasında 11 yıl sürecek taht mücadelelerini başlattı.bu
mücadeleler Bizans entrikaları ile daha da arttı.Süleyman Çelebi Edirne’de, İsa
Çelebi Bursa’da, Mehmet Çelebi Amasya’da, Musa Çelebi Balıkesir’de hükümdarlık
ilan ettiler.
İsa Çelebi yaptığı savaşlarda yenilerek öldürüldü. Mehmet Çelebi Amasya’da
durumunu kuvvetlendiriyordu. Rumeli’de Süleyman Çelebi ile Musa Çelebi
mücadelesi başladı. Musa çelebi 1410’da Süleyman Çelebiyi öldürttü.Geriye kalan
iki kardeşten Musa çelebi Rumeli’de, Mehmet Çelebi’de Anadolu’da hükümdar
oldu.Musa Çelebi bu dönemde İstanbul’u kuşatmıştır. Mehmet Çelebi Osmanlı birliğini
sağlamak amacıyla mücadeleye girişti. Bizans’la anlaşarak Rumenliye geçti.Fakat
yenildi. Ancak Musa Çelebinin komutanları Mehmet Çelebinin saflarına geçince
Musa Çelebi yakalanarak öldürüldü.(1413) Çelebi Mehmet Osmanlı devletini tek
bayrak altında toplamayı başardı.
Çelebi Mehmet Dönemi (1413-1421)
a) Anadolu Harekatı:
Çelebi Mehmet idareyi ele geçirdiğinde devlet çoğu Anadolu’da olmak
üzere oldukça toprak kaybetmişti. Çelebi Mehmet’in mücadelesi Karamanoğulları
ile oldu. Karamanoğulları Bursa’da Yıldırımın kabrini bile yağmalamışlardı.bu
gelişmelerden sonra Edirne’de hükümdarlığını ilan eden Çelebi Mehmet Anadolu’ya
geçti. Aydınoğullarından İzmir alındı. Aydınoğlu Cüneyd Bey Niğbolu sancak
beyliğine tayin edildi.1414’ de Karaman topraklarına girildi. Akşehir,
Beyşehir, Seydişehir alındı. Karamanoğulları ile anlaşma yaparak geri döndü.
Candaroğullarından Samsun, İsfendiyaroğullarından Tosya, Çankırı tarafları
alındı. Böylece Anadolu Türk birliğini kurma yolunda önemli adımlar
atıldı.Çelebi Mehmet Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak ta adlandırılır.
b) Osmanlı- Venedik Deniz savaşı:
Yıldırım döneminde güçlenmeye başlayan denizcilik Akdeniz’in en güçlü
donanmasına sahip Venediklilerle mücadele edebilecek güçten yoksundu. Venedik
donanmasına bağlı gemilerin Osmanlı ticaret gemilerine düşmanca tavır alması
üzerine Çalı Bey komutasındaki 30 gemiden oluşan Osmanlı donanması Akdeniz’e
açıldı.Osmanlı donanması yenildi, Çalı Bey şehit oldu.Venedik kaptanınındı
yaralanması üzerine Osmanlı donanması takip edilmedi.
c) Şeyh Bedrettin İsyanı:
Şeyh Bedrettin Edirne yakınlarında Simav’da doğdu.Bursa, Konya, Kahire gibi
devrin en önemli ilim merkezlerinde okudu.Ünü tüm İslam ülkelerinde
yayıldı.Kazaskerlik görevine kadar yükseldi.Yandaşları Yahudi dönmesi Torlak
Kemal (Manisa’da ayaklandı), Börklüce Mustafa (İzmir’de ayaklandı) yardımı ile
hükümdarlık iddiasında bulundu.
Çelebi Mehmet Şeyh Bedrettin’i Rumeli’de yakalattı.Devrin bilginlerinin kararı
ile Serez’de idam ettirdi.(1420)
Bu isyan fetret devrinde halkın düştüğü bunalımdan istifade edilerek
çıkarılmıştır.Şeyh Bedrettin komünizm benzeri bir sistem savunuyordu.Her türlü
mülkiyetin kaldırılması ve ortak mülkiyet istiyordu.Cennet ve cehennemi ret
etmiştir.Osmanlıdaki ilk dini ve sosyal içerikli isyandır.Anadolu Selçuklu
dönemindeki Baba İshak ayaklanmasına benzer.
II. Murad Dönemi (1421-1451)
a) II.Murad ve Mustafa Çelebi Mücadelesi:(Düzmece Mustafa Olayı)
II. Murad tahta çıkar çıkmaz saltanat mücadelesi ile karşılaştı.Timur
tarafından Semerkant’a götürülen amcası Mustafa Çelebi, Timur’un ölümüyle
serbest kalmış ve Anadolu’ya dönmüştü.Bizans tarafından para karşılığı esir
tutuluyordu.Ancak II. Murat tahta çıktığı günlerde serbest bırakıldı.
Karamanoğullarından yardım alan Mustafa Çelebi Bizans’ın da desteğini alarak
Rumeli’ne geçti. Gelibolu kalesini kuşattı.Rumeli’ndeki beyler Mustafa
Çelebi’nin saflarına geçti.Üzerine gönderilen vezir-i azam Beyazıt Paşa’yı
yenerek Edirne’ye girdi ve hükümdarlığını ilan etti.
Rumeli’yi ele geçirdikten sonra Anadolu’ya yöneldi.II. Murad İzmir’de şap
madeni işleten Cenevizlilerle anlaştı.Mustafa Çelebi telaşlanarak Bursa’ya
geldi.
II. Murad’ın komutanlarından Mihailoğlu vasıtası ile Rumeli beyleri ile gizlice
temas kuruldu.Mustafa Çelebinin şehzade olmayıp düzmece olduğuna inandırıldılar.Buna
inanan Rumeli beyleri ve Cüneyd beyin II. Murad tarafına geçmesi ile telaşa
düşen Mustafa Çelebi Rumeli'ye kaçtıysa da yakalanarak öldürüldü.
Sultan Murad 2 yıl süren bu isyanı bastırdıktan sonra Edirne’ye giderek tahta
oturdu.
b) İstanbul Kuşatması:
Mustafa Çelebiye yardım eden Bizans’ı cezalandırmak amacıyla 1422 yılında 30
bin kişilik bir kuvvetle İstanbul kuşatıldı.Büyük toplar olmadığı için şehre
zarar verilemiyordu ancak tekerlekli kuleler vasıtasıyla ciddi bir tehdit
haline gelinmişti.İlk kez kuşatmada donanma kullanılmıştır.Bu sırada Bizans’ın
desteklediği II. Murad’ın küçük kardeşi şehzade Mustafa’nın isyan etmesi
üzerine kuşatma kaldırıldı.
c) Şehzade Mustafa İsyanı:
Sultanın 13 yaşında olan Hamiteli sancak beyi olan kardeşi şehzade Mustafa
korkarak Karamanoğullarına sığınmıştı.Anadolu beylikleri de yardım etmişlerdi.
İstanbul kuşatması sırasında Bizans şehzadeyi yanına çağırarak destek
verdi.Bursa’yı kuşattı. İznik’i ele geçirdi.Kuşatmayı kaldıran II. Murad
Gelibolu yoluyla Anadolu’ya geçti. İznik’e gelerek kardeşini yakalatarak
boğdurttu.
d) Anadolu Beylikleri ile Mücadele:
Anadolu beylileri II. Murad’ın ilk yıllarındaki saltanat mücadelelerinden
yararlanmaya çalışmışlardı. En önemlileri Karaman, Germiyan, Menteşe ve
Candaroğullarıdır.II. Murad şehzade Mustafa olayını hallettikten sonra belikler
üzerine yürüdü.Candaroğulları ikiye ayrılmıştı.Birbirleri üzerinde hakimiyet
kuramayınca Osmanlı egemenliğini tanıdılar.
II. Murad Menteşeoğulları üzerine yürüyerek 1425 yılında Muğla’yı alarak
beyliğin hakimiyetine son verdi.1426’da Aydın oğullarını yeniden kurmak isteyen
Cüneyd beyin üzerine gidiler Salihli’de yakalanarak idam edildi.
Sıra Karamanoğullarına gelmişti.1437 yılında sefere çıkılarak Konya içlerine
kadar ilerlendi.İbrahim Bey kaçarak dağlık bölgeye sığındı ve barış
istedi.Rumeli’de durum karışık olduğundan teklif kabul edildi.Bu barışa göre:
1) Karamanoğlu İbrahim Bey toraklarına dönecek.
2) İşgal ettiği Hamideli toprakları Osmanlılara katılacak
Fakat İbrahim Bey sözünde durmayarak Macarlar ve Bizans ile
anlaşarak Osmanlıları arkadan vurmuştur.Beylik ortadan kalkana kadar mücadele
devam etmiştir.
e) Rumeli’de ki Durum:
Bu dönemde Makedonya, Selanik,Teselya alınmış, Arnavutluk Osmanlı himayesine
girmişti.
Balkanların en güçlü devleti olan Macarlar Türk ilerleyişinden rahatsızlık
duyuyordu.Sultan Murad’ın ilk yıllarındaki kargaşadan yararlanarak Sırbistan
üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştılar.Sultan murad 1426 yılında Eflak’a girdi.
Macar ve Eflak kuvvetleri mağlup oldu.1427 yılında Sırp kralı Lazar Osmanlı
hakimiyetini kabul etmek zorunda kaldı.Sırp kralı Lazar’ın ölümüyle başa geçen
kralı Osmanlılar kabul etmedi. Osmanlı Macar mücadelesi hızlandı.Türkler
Sırbistan’a girdi. Macarlar ise Belgrat’ı işgal etti.Burada Macarların bozguna
uğraması üzerine Sırp kralı Bırankoviç Türk hakimiyetini kabul etti.Eflak
prensside Türk üstünlüğünü tanıdı.1428’de barış yapılmasına rağmen Macarlar
iddialarından vazgeçmedi.
Macarlar yeni müttefikler aramalarına rağmen Türk kuvvetleri Macaristan içlerine
kadar girdi.Fakat Belgrat alınamadı. Bu durum Macarları cesaretlendirdi.
Osmanlı aleyhine Bizans ve Avrupa’da ittifak çalışmaları hızlandı.Eflak beyi
tarafından Osmanlı kuvvetleri pusuya düşürülerek 20 bin asker şehit
edildi.Bağlı beyler cesaret bularak ayrıldılar.Osmanlının cezalandırma
seferleri de başarısızlıkla sonuçlandı.Türkler aleyhine Karamanoğullarınında
bulunduğu büyük bir ittifak kuruldu. İttifakta Sırp, Erdel, Eflak, Macar
kuvvetleri bulunuyordu. Niş yakınlarında büyük kayıplar veren Osmanlı kuvvetleri
geri çekilmeye başladı. Haçlı birlikleri Filibe’ye kadar ilerledi.Ancak
soğukların artması ile Daha fazla ilerleyemeden geri çekilmek zorunda kaldılar.
Segedin Antlaşması (1444)
Balkanlarda ardı ardına gelen yenilgiler Osmanlı devletini zor duruma
soktu.Anlaşmadan başka yol yoktu.sultan Murad girişimlerde bulunarak 12 Haziran
1444’ de Segedin barışının yapılmasını sağladı.
Maddeleri:
1. Sırp krallığı yeniden kurulacak, sırplardan Türklerin aldığı topraklar
geri verilecekti.Buna karşılık Sırplar Türklere vergi verecekti.
2. Eflak, Türklere vergi vermeye devam edecek, fakat Macaristan
himayesinde olacaktı.
3. Her iki taraf Tuna’yı geçemeyecekti.
4. Anlaşma 10 yıl geçerli olacaktı.
Önemi ve Sonuçları:
1. Osmanlılar Balkanlarda rahatlama sağlayarak, yeniden toparlanmak için
zaman kazanmışlardır.
2. Macarlarla tampon bölge oluşturularak onların direk zararından
kurdurulmuştur.
3. İlk defa sınır kavramı ortaya çıkmış ve tuna nehri belirleyici
olmuştur.
4. Sultan II. Murad bu ortamdan yararlanarak hükümdarlığı 12 yaşındaki II.
Mehmet’e bırakmıştır.
5. Bu durum Avrupa’da yeni bir Haçlı seferinin toplanmasına neden oldu.
f) Varna Savaşı (1444)
Segedin antlaşması sonucu tahtın II. Mehmet’e bırakılması Osmanlı devletinin
içinde ve Avrupa’da olmak üzere iki önemli sonuç doğurdu.
I. Osmanlı Yönetiminde Etkisi:Küçük yaştaki bir şehzadenin tahta çıkması
Osmanlı devleti içinde karışıklıklara sebep oldu.Çandarlı Halil Paşa ile öbür
vezirler Şehabettin Paşa, II. Mehmet’in lalaları Zağnos Paşa, İbrahim paşa
arasında nüfuz mücadelesi başladı.Bu mücadele Çandarlı sülalesinin yönetimden
Fatih tarafından uzaklaştırılmasına kadar devam etmiştir.
II. Avrupa’da Etkisi:Çocuk yaşta bir padişahın tahta çıkması Avrupa’da
yeni bir ümit doğurdu.Segedin anlaşmasının kabul edilemeyeceği ilan edildi.Yeni
bir haçlı seferi hazırlığına girişildi.
Bu haçlı ordusuna Macar, Polonya, Eflak, Hırvat, Bohemya, Almanya ve Venedik
katıldı.Haçlı ordusu Tuna’yı geçerek Varna önlerine geldi.Çandarlı Halil Paşa
ve diğer devlet adamlarının ısrarı ile II. Mehmet babası II. Murad’ı tahta
davet etti. II. Murad Edirne’ye gelerek ordunun başına geçti.Varna’da iki ordu
karşı karşıya geldi. Osmanlı ordusu turan savaş taktiğini uygulayarak haçlıları
büyük bir bozguna uğrattı.Haçlı ordusunun başında bulunan Kral Ladislas
öldürüldü.(10 Kasım 1444)
Sonuçları:
1. Osmanlıların daha önceki yenilgilerinin izleri ortadan kalktı.
2. Hıristiyan haçlı dünyasının İstanbul’u kurtarma girişimlerinin
sonuncusu olmuştur.
3. Türkleri balkanlardan atma girişimi bir kez daha sonuçsuz kaldı.
4. Osmanlıların balkanlarda ki yerleşimi hızlandı.
5. II. Murad bir müddet tahtı oğluna bırakarak çekildiyse de devlet
adamlarının ısrarlı davetleriyle tekrar tahta çıktı.
g) II. Kosova Savaşı (1448)
Macar kralı Jan Hunyad; Macar, Eflak, Polonya ve Almanlardan oluşan ordusu ile
Sırbistan’ı işgal ederek Osmanlı topraklarına girdi ve Kosova’ya geldi.Üç gün
süren savaşın sonunda turan savaş taktiği kullanılarak Jan Hünyadi ve ordusu
ağır bir yenilgiye uğratıldı.(19 Ekim 1448)
Sonuçları:
1. Balkanlar kesin olarak Türk yurdu haline geldi.
2. Haçlılar bir daha Osmanlılara saldırma cesareti gösteremedi.
3. Avrupa’da bundan sonra taarruz sırası Türklere geldi.
4. Balkanlar, Türklerin Ortaasya ve Anadolu’dan sonra üçüncü yurdu oldu.
5. Türklerin son savunma, haçlıların son saldırı savaşı olmuştur.
Not:İkinci Kosova savaşı Hendek, Miryekefelon, Sakarya savaşları gibi
savunmadan taarruza geçilen savaşlara benzerdir.
YÜKSELME DÖNEMİ (1453-1579)
GİRİŞ:Osmanlı devletine Avrupalılar kendi tarihlerindeki isimlendirmeye
uygun olarak Osmanlı imparatorluğu (Ottoman empire) adını verirler. Osmanlı
devleti çeşitli din ve soylara sahip milletleri barındırmakla birlikte hukuki
ve sosyal yapısı bakımından hiçbir imparatorluğa benzemez. Esasen devletin
resmi adı da Devlet-i Âliyye-i Osmanniye (Ulu Osmanlı Devleti) dir
Osmanlı devleti bir uç beyliğinden kısa sürede genişleyerek bir cihan devleti
(süper devlet) haline gelmiştir.Bu devlet çok çetin mücadeleler vererek
büyümüştür. Ancak, en zayıf zamanında bile insani değerleri adaletle
korumuştur.
Osmanlı tarihini ister hikaye ister destan diye okuyalım sonuç değişmeyecek bu
tarihte kusurlar görülecek, ancak Türk ve İslam tarihinin en yüksek eseri
olduğu anlaşılacaktır.
Bu bölümde hasımlarının bile “Dağılırken de muhteşemdi” dediği Osmanlı
devletinin yükselme dönemini işleyeceğiz.
Yükselme Dönemi Hükümdarları:
Fatih Sultan Mehmet (1451-1481)Ø
II. Beyazıt (1481-1512)Ø
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)Ø
Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566)Ø
II. Selim (1566-1574)Ø
III. Murad (Sokullu’nun ölümüne kadar) (1574-1579-1595)Ø
Osmanlı devletinde İstanbul’un fethinden 1579’da Sokullu’nun
ölümüne kadar olan döneme yükselme dönemi denilir. Bu dönemde devlet bütün
kurumlarını tamamlamış ve yaptığı genişleme ile bölge devleti olmaktan çıkarak
dünya devleti haline gelmiştir. Dönemin en büyük ve en güçlü devletidir.
Osmanlı padişahlarına ortaasya geleneğine uygun olarak han veya sultan unvanı
verilmiştir. Halifelik haklarının Osmanlı’lara geçmesinden sonra halife
unvanını da kullanmışlardır.
NOT:Kanuni Sultan Süleyman’ın son iki yılında vezir-i azam olan
Sokullu Mehmet Paşa, II. Selim ve III.Murad döneminde bütün devlet işlerinde
söz sahibi olup bu iki padişahı devlet işlerinden uzak tuttuğu için 1566-1579
yılları arasındaki döneme Sokullu dönemi’de denilir.
II. Mehmet (Fatih) Dönemi (1451-1481)
Fatih 1451 yılında babası II. Murad’ın ölümü üzerine üçüncü defa
ve kesin olarak tahta çıktı.Manisa’da vali olarak bulunuyordu.Dünya tarihinin
en büyük hükümdarlarından olan Fatih çok genç yaşta tahta çıkmıştı.Son derece
iyi yetişmiş ve deha sahibi idi.Tahta geçer geçmez bu değişiklikten yararlanmak
isteyen Karaman beyi İbrahim Bey Osmanlı topraklarına saldırdı.Fatih hemen
Anadolu’ya geçti.Osmanlı ordusu Akşehir’e geldiği zaman Karamanoğlu gönderdiği
elçiler vasıtası ile Osmanlıdan af diledi.Fatih İstanbul’un fethi ile uğraşmak
istediğinden bunu kabul etti.
Fatih tahta çıktığında Balkanlar ile Anadolu arasında birleşik hayatı
engelleyen en önemli unsur Bizans’tı. Bin yıllık devlet olan Bizans küçüle
küçüle sadece İstanbul’a hükmeden bir devlet haine gelmişti.
O günlerde İstanbul sadece Edirne kapı- Haliç arasında yer alıyordu. Bugün ki
Galata’nın bulunduğu yerde ise küçük bir Ceneviz kolonisi yer alıyordu.
Bu duruma rağmen Bizans boğazları kontrol ediyor, Avrupa ile ilişkiler kuruyor,
Haliç’i kapatıyor, beylikleri kışkırtıyor, çeşitli entrikalar çeviriyordu.
Fatih amacını gerçekleştirmek için Macarlara, Sırplara, Bizans’a gayet yumuşak
davranıyordu. Amacı haçlıların birleşmesini önlemek, zaman kazanmaktı.
İstanbul’un Fethi (29 Mayıs 1453)
FETHİN SEBEPLERİ
Fethin sebeplerini dini, siyasi ve ekonomik sebepler olmak üzere üçe ayırmak
mümkündür.
A-Dini Sebepler:
Hz. Muhammet bir hadisinde bir hadisinde İstanbul’un mutlaka feth olunacağını
belirtmekte, onu feth eden ordu ve komutanları övmektedir.Bu sözleri Emeviler,
Abbasileri etkilediği gibi Osmanlıları da harekete geçirmiştir.
B-Siyasi Nedenler:
1. Asya ve Avrupa’ya yayılmış Osmanlı devletinin ortasında bir engel
olması
2. Haçlıları genellikle Türklere karşı Bizans’ın tahrik etmesi
3. Anadolu beyliklerini Osmanlı’ya karşı kışkırtması
4. Osmanlı devletinde kardeş kavgalarını desteklemesi
5. İstanbul’un yeniden Latinler tarafından alınmasını engellemek
6. Balkanlarda ve Anadolu'da yapılan savaşlarda askerlerin karşıya
geçirilmesinde yaşanan zorlukları ortadan kaldırmak
7. İstanbul’un coğrafi ve jeopolitik konumu
8. Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi
9. İstanbul’un önemli bir merkez olması
C-Ekonomik Nedenler:
Osmanlı devletinin coğrafi, iktisadi ve askeri durumunun gelişmesi için
İstanbul’un alınması gerekli idi.Boğazların tam olarak kontrol altına
alınmasıyla Karadeniz ticareti ele geçirilebilirdi.
FETİHTEN ÖNCEKİ İSTANBUL KUŞATMALARI
İstanbul tarih boyunca pek çok kez kuşatılmıştı.Ancak çok güçlü surlara sahip
olması sebebiyle fethedilememişti.Kuşatan devletler sırasıyla şunlardır:
1) Makedonya kralı Filip:M.Ö. 340 yıllarında bilinen ilk İstanbul
kuşatmasıdır.
2) Roma imparatoru Septinus Severis: M.Ö. 194
3) İranlılar: M.S.616
4) İran- Avar ittifakı: M.S. 626
5) Emeviler: Müslümanlar ilk kez bu dönemde kuşattılar.
6) Abbasiler:Müslümanlar tekrar İstanbul’u kuşattılar, Bizans haraca
bağlandı.9. yy. kadar Abbasiler defalarca Bizans’ı kuşattı.
7) Ruslar:864 yılında İstanbul’u kuşattılarsa da yenik olarak geri
çekildiler
8) Macarlar:959’da kuşattılar fakat yenildiler.
9) Latinler:1204 yılında IV. Haçlı seferini İstanbul’a yaparak Bizans’a
son verdiler. 1261 yılına kadar Latin krallığı eliyle İstanbul’u yönettiler.
10) Rumlar:1261 yılında İznik Rum imparatoru VI. Mihael Paledogis
tarafından İstanbul Latinlerden alındı.
11) Venedik:1302 yılında Venedikliler tarafından kuşatılmış fakat
alınamamıştır.
12) Ceneviz:1348 yılında Galata’da yaşayan Cenevizliler İstanbul’a
saldırmış fakat başarılı olamamıştır.
13) Osmanlı:İlk kuşatma Yıldırım Beyazıt tarafından 1391’de
yapıldı.Kuşatma dört kez tekrarlandı ve Anadolu hisarı yapıldı.Bunu Çelebi
Mehmet ve II. Murad tekrarladı fakat çeşitli nedenlerle başarılı olunamadı.
İstanbul’un Fatih Dönemine Kadar Alınamamasının Sebepleri:
1. Bizans’ın Avrupa devletleri tarafından roma imparatorluğunun devamı
sayılması, kutsal şehir kabul edilmesi ve doğudaki son Avrupa kalesi olarak
görülmesi
2. Savunmaya elverişli konumu ve sağlam surlara sahip olması
3. Karadan ve denizden kolayca yardım alabilmesi
4. Bizans’ın İstanbul savunması konusunda çok deneyimli olması
5. Devrin teknolojilerinin yetersiz olması
Fatih Döneminde Fethi Kolaylaştıran Etkenler:
1. Bizans’ın eski gücünü kaybetmesi, ordu ve donanmanın zayıflaması
2. Din, mezhep ve parti çatışmalarının olması
3. Osmanlı ordusunda surları yıkabilecek yopların olması
4. Fetih için yapılan hazırlıkların tam olması
Fetih için yapılan hazırlıklar:
1. Karamanoğulları ile barış yapılması
2. İstanbul boğazının en dar yerine Rumeli hisarının (Boğazkesen)
yapılması
3. Edirne’de şahi adıyla surları yıkabilecek büyük topların yapılması
4. 400 gemilik bir donanmanın yapılması
5. Turhan Bey’in Mora’ya gönderilerek İstanbul’a yardımın engellenmesi
6. Macarlarla üç yıllık anlaşma yapılması
7. Eflak ve Sırbistan ile barış anlaşmasının yenilenmesi
Bizans’ın Hazırlıkları:
1. Haçlı dünyasından yardım istendi.Bunun karşılığında Ortodoks ve Katolik
kiliselerinin birleştirilmesi teklif edildi. Ancak Bizans halkı buna karşıydı.
Buna rağmen Papa ve Venedik’ten bir miktar asker
geldi.Sakızlı Cenevizlilerden iki kalyon ve bir miktar asker geldi.Mora’dan,
adalardan ve İspanya’dan bir miktar asker geldi.
2. Surlar kuvvetlendirildi
3. Rum ateşi her yere yerleştirildi.
4. İstanbul’da bol bol yiyecek depolandı.
5. Haliç zincir çekilerek kapatıldı.
İstanbul’un kuşatılması ve Fethi (6 Nisan- 29 Mayıs 1453)
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra imparator Konstantin Dragezes’e
elçi gönderilerek şehrin teslim edilmesi istendi.fakat teklif ret edilince 6
Nisan 1453’te kuşatma başladı.ordunun mevcudu 75 bin kadardı. Büyük toplarla
surlar dövülüyordu. Bizans aldığı yardımlar sayesinde başarılı bir savunma
veriyordu. Fatih 21-22 Nisan gecesi 72 parçalık donanmayı Tophaneden Kasımpaşa
limanına, Haliç’e indirdi. Bizans ve Latin donanması topa tutuldu. Gittikçe
gücünü kaybeden İstanbul 29 Mayıs 1453’te yapılan son saldırı ile alındı.Kuşatma
53 gün sürmüştür.Şehir fethedilince halka din ve mezhep özgürlüğü tanınmıştır.
Ortodoks kilisesinin başına Katolik-Ortodoks birleşmesine karşı çıkan birisi
getirildi. Amaç Avrupa Hıristiyan birliğinin oluşmasını engellemekti.
FETHİN SONUÇLARI
Fethin sonuçlarını Türk ve dünya tarihi açısından iki kısımda inceleyebiliriz.
Türk Tarihi Açısından Sonuçlar
1. Osmanlı devletinin iki kıta arasındaki bütünlüğü sağlanmıştır.
2. Boğazların savunması kolaylaşmıştır.
3. Osmanlı tabi başkentine kavuşmuştur.Başkent Edirne’den İstanbul’a
taşındı.
4. Osmanlılar ve padişahların İslam dünyasındaki itibarı artmıştır.
5. Osmanlıların yükselme dönemi başlamıştır.
6. Ticaret yollarının denetimi Türklerin eline geçmiştir.
Dünya Tarihi açısından Sonuçları
1. Türkler artık dünya siyasetinin ve Avrupa tarihinin vazgeçilmez unsuru
haline geldi.
2. Tarihi Bizans imparatorluğu sona erdi
3. Ortaçağ sona erdi, Yeniçağ başladı.
4. İstanbul’dan giden bilim ve sanat adamları İtalya’ya giderek
Rönesans’ın başlamasını sağladılar.
5. İpek yolu denetim altına alındığı için coğrafi keşiflere zemin
hazırlandı.
6. Tüm Ortodokslar himaye altına alınarak Avrupa’nın dini birliği önlendi.
7. Avrupa devletleri İstanbul’da ilk sürekli elçilikler kurmaya
başladılar.
8. Büyük toplarla kalelerin yıkılabileceği görülmüş, dolayısıyla
derebeylikler yıkılmış mutlak krallıklar kurulmaya başlamıştır.
Fethe Tepkiler
Bizans’ın ortadan kalkması Avrupa’da büyük tepkiye sebep oldu.Ancak Avrupa
kendi arasında mücadele halindeydi. Ayrıca Varna ve Kosova savaşlarının etkisi
hala korunuyordu.Bu sebeplerle Papanın haçlı seferi çağrısı cevap
bulmadı.Papalık yıllık yas ilan etti.
En fazla tepki Venedik’ten gelmişti. Bunun sebebi çıkarlarının
zedelenmesidir.Fatih tepkileri önlemek için aşağıdaki önlemleri aldı:
1. Venediklilere ticaret serbestliği tanınmış.Osmanlı topraklarında
serbest ticaret yapmaları kaydıyla 200 bin altın vergi alınmıştır.
2. Ortodoks kilisesinin hakları aynen tanınmış, patrikhaneye yetkiler
verilmiştir.
3. Galata’daki Cenevizlilere ve Galata halkına güvence verilmiştir.
Fatih’in Batı Siyaseti
İstanbul’un fethinden sonra
1. Avrupa’da doğan tepkileri önlemek
2. Batıdaki hakimiyeti pekiştirmek
3. Sınırları genişletmek
4. İslam’ı yaymak
5. Hıristiyan birliğini bozmak
6. Balkan uluslarını tam olarak yönetim altına almak
7. Doğudan gelen Türkmenlere yurt bulmak
Amaçlarıyla batıya yönelik seferler yapılmıştır.
a. Sırbistan Seferi (1454):
Sırbistan II.Murad devrinde alınmış ancak Edirne-Segedin antlaşmasıyla (14449
elimizden çıkmıştı.Fatih daha önce Türk egemenliğinde olan yerleri istedi.
Sırplar bunu kabul etmeyince üç büyük seferden sonra başkentleri Semendire
Mahmut Paşa tarafından alınarak Sırp krallığına son verildi.Belgrat dışındaki
bütün Sırp toprakları Osmanlıya bağlandı.(1459)
b. Mora sefer (1460):
İstanbul’un fethinden sonra Mora’da bulunan iki büyük Rum despotluğu vergiye
bağlanmıştı. Bu despotluklar arasında devamlı mücadele oluyordu. Mora İtalya
seferleri için bir üst konumundaydı. Bu mücadelelerden de yararlanılarak Atina
ve Mora alındı.
c. Eflak seferi (1476):
Macarlarla anlaşan eflak beyi vermesi gereken vergiyi vermemeye
başladı.Gönderilen elçiyi öldürttü ve bir Türk birliğini kazığa vurdurdu. Bunun
üzerine Eflak seferine çıkan Fatih Eflak beyi Vlad’ı yendi ve Eflak’ı Osmanlı
devletine bağladı.
d. Boğdan Seferi (1476)
Boğdan beyliği de Osmanlı egemenliğini tanımıştı. Osmanlı-Venedik savaşını
fırsat bilerek bağımsız olmaya çalışan Boğdan hakimiyet altına alındı.
e. Bosna ve Hersek Seferi (!462-1464)
Macarlarla anlaşan Bosna kralı vergisini vermemeye başladı.Fatih Venedik savaşı
sırasında Bosna seferine çıkarak bölgeyi aldı. kral öldürüldü. Hersekte 1465
yılında alındı. Hıristiyanlığın Bogomil mezhebine mensup bölge halkı zaman
içinde kendi isteğiyle Müslümanlığı kabul etmiştir.
f. Arnavutluk’un Ele Geçirilmesi (1479):
II. Murad döneminde alınmıştı.Fakat Osmanlı sarayında yetişen, sancak beyliği
rütbesine kadar yükselen Arnavut asıllı İskender bey kaçarak Arnavutluk'ta bir
isyan çıkardı. Macarlar ve Venediklilerle anlaştı. Fatih tarafından 3 sefer
düzenlendi.I. seferde (1465) İlbasan kalesi yapıldı ve Balaban Paşa fetihle
görevlendirildi. Balaban Paşa’nın öldürülmesi üzerine II. Sefer yapıldı (1467)
bazı garnizonlar ele geçirildi. İskender beyin ölümüyle yerine oğlu Jean
geçmişti. Arnavutlukta çıkan kargaşadan yararlanılarak III. Sefere
çıkıldı.(1479) Kroya ve İşkodra ele geçirildi.Arnavutluk hakimiyet altına
alındı. (1479)
g. Osmanlı Venedik savaşı (1463-1479)
İki ülke arasında ilişkiler ilk olarak Çelebi Mehmet döneminde başlamıştı.Fakat
asıl ilişki İstanbul’un fethinden sonra başladı.Bu fetih Venedik’in doğu
ticaretine darbe vurmuştu. 1463’ de başlayan savaş 16 yıl sürdü. Venedik
denizde Osmanlı karada güçlüydü. Venedikliler, Arnavutları, Eflak, Boğdan
beylerini, Uzun Hasan ve Karamanoğullarını kışkırttılar.Venedik savaşının son
yılları daha çok Arnavutlukta geçti. Fatih’in Arnavutluk seferinden sonra barış
istemek zorunda kaldılar. Bu barışa göre:
1. Venedikliler bu savaşta Osmanlılardan aldıkları yerleri geri verdiler.
2. Arnavutluk’tan alınan Kroya ve İşkodra kaleleri Osmanlılarda kaldı.
3. Osmanlılar Dalmaçya, Arnavutluk kıyıları, Mora’da Venedik’ten aldıkları
yerleri geri verdiler.
4. Venedik her yıl Osmanlı devletine 10 bin Venedik altını savaş tazminatı
vermeyi kabul etti.
Ayrıca Venedik’e şu imtiyazlar verilmiştir:
1. Venedikliler İstanbul’da devamlı elçi bulundurabilecekti. (Venedik
elçilerine balyos denir.)
2. Balyoslar Osmanlı topraklarına yerleşen Venedik vatandaşlarının
davalarına bakacaktı.
3. Venedik bayrağı çeken herhangi bir gemi Venedik gemisi sayılacak ve
saldırılmayacaktı.
4. Osmanlı saldırısına uğramadan önce herhangi bir devlet Venedik bayrağı
çekerse Venedik’in bağlaşığı sayılacak ve saldırılmayacaktı.
Bunlar yabancı bir devlete verilen ilk imtiyazlardır.Osmanlı devletinde ilk
yabancı elçi bulundurma hakkını elde eden devlet Venedik’tir.
h. İtalya seferi (1480):
Fatih Anadolu’da iken Papalık Osmanlıya karşı Avrupa’yı kışkırtıyordu.Rodos
kuşatıldıysa da başarılı olunamadı. Gedik Ahmet Paşa tarafından Otranto kalesi
alındı. Roma’nın fethi için üst elde edildi.Kafelonya, zanta ve Ayamavra
adaları ele geçirildi. Fakat Fatih’in ölümüyle Otranto kalesi ve bu adalar
kaybedildi.
i. Osmanlı Macar İlişkileri:
Macarlar Bu dönemde de Osmanlının aleyhinde bulunmuşlardır. Venedik ile ittifak
kurmuşlardı. Üzerlerine sefer yapılmasa da sınır çatışmaları sürmüştür.
Fatih’in Karadeniz Siyaseti
Karadeniz seferlerinin amaçları:
1. Karadeniz’de Venedik ve Ceneviz üstünlüğüne son vermek, bu devletlerin
İslam dünyası aleyhine yaptığı esir ticaretini engellemek.
2. İstanbul’a gelen kürk, buğday, deri ve tuz sevkıyatında esas rolü
oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek
3. Karadeniz’i bir Türk gölü haline getirmek.
4. Kırım’ı Osmanlı nüfuzuna almak ve bölge Türkleri ile ilişki kurmak.
Bu amaçlarla:
a. Amasra’nın Alınması (1459):
Amasra Cenevizlilere ait bir ticaret kolonisiydi. Fatih İstanbul’un fethinden
sonra şehirde yaşayan Cenevizlileri çıkardı.Amasya karadan ve denizden
kuşatılarak alındı.
b. Candaroğlu Beyliğinin Alınması (1460):
Amasra’nın fethi sırasında Candaroğlu İsmail hediyeler sunarak Sinop’u
kurtarmak istemişti.Bir yıl sonra şehir alınmıştır.
c. Trabzon’un Alınması (1461):
IV. Haçlı seferinden sonra kurulan devlet Kommen sülalesinden gelen David
Kommen tarafından yönetiliyordu.Uzun Hasan’a güvenerek vergilerini ödemeyince
karadan ve denizden kuşatılan Trabzon Rum İmparatorluğu fethedildi.(26 Ekim
1461)
d. Kırım’ın Fethi (1475):
Kırım askeri ve jeopolitik olarak önemli bir konumdaydı. Altınordu devleti
sonrasında Kırım hanlığı kurulmuştu. Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı
donanması Kefe’yi ele geçirdi ve bölgedeki Ceneviz kolonilerini ele geçirdi.
Sonuçları:
1) Osmanlı devleti doğu ticaret yollarına sahip oldu.
2) Karadeniz Türk gölü haline geldi.
3) Kırım Hanlığı Osmanlı devletine bağlandı.
4) Karadeniz’deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi.
5) İpek yolunun denetimi Osmanlı devletine geçti
Fatih’in Anadolu Siyaseti
Anadolu siyasetinin amaçlar:
1. Rumeli’de daha rahat fetihler yapmak için Anadolu’nun egemenlik altına
alınması zorunluluğu
2. Doğuyu güvence altına almak
3. Anadolu’da ticareti ve ticaret yollarını canlandırmak.
Bu amaçla.
a. Amasra’nın Alınması (1459)
b. Sinop’un Alınması (1460)
c. Trabzon’un Alınması (1461)
d. Karaman’ın Osmanlılara Bağlanması (1466):
Karamanoğlu İbrahim beyin 1464’te ölmesi üzerine oğulları birbirlerine
düşmüşlerdi. Oğulları arasındaki çekişme bazı devletlerin olaya karışmasına
sebep oldu. Uzun Hasan’ın yardımıyla İshak Bey Karaman beyi oldu. Kardeşi Pir
Ahmet Bey Fatih’e başvurarak yardımlarıyla karaman tahtına çıktı. Ancak Venedik
seferi sırasında Venedik’le ittifak kurdu. Bu durum üzerine Konya ve Karaman
alınarak Osmanlıya bağlandı. Konya halkının bir kısmı İstanbul’a gönderildi.
Pir Ahmet Bey Uzun Hasan’a sığındı. Bu durum Osmanlı-Akkoyunlu savaşının
sebeplerinden birisidir.
e. Otlukbeli savaşı (1473)
Doğu Anadolu’da güçlü bir devlet kuran Akkoyunlular Fırat’tan Maveraünnehir’e
kadar yayılmışlardı.Timur devleti ve Karakoyunlular’ı yenmişti. Uzun Hasan
Anadolu’yu ele geçirmek istiyordu. Anadolu’ya büyük bir askeri güç göndersiyse
de bozguna uğratıldı. Buna rağmen Venediklilere güvenerek Trabzon ve Kayserinin
kendisine verilmesini istedi. Devrin en güçlü ordusuna sahip Osmanlı devleti
birkaç saat içinde süvarilerden kurulmuş Akkoyunlu ordusunu perişan etti. Uzun
Hasan zorlukla kaçtı. Zayıflayan devlete Şah İsmail son verdi.
Fatih’in Güney Siyaseti
Kuruluş devrindeki dostluk içinde olan Memluk-Osmanlı ilişkileri Fatih
döneminde bozulmaya başladı.İlişkilerin bozulma sebepleri:
1. Osmanlıların Memluk hakimiyetindeki Dulkadiroğulları iç işlerine
karışması.
2. Hicaz su yollarının tamir sorunu
Bu sorunlara rağmen sıcak savaş yaşanmamıştır. Fatih halife Memluk
egemenliğinde olduğundan İslam dünyasında kazandığı itibarı korumak istemiştir.
Fatih’in Ege Siyaseti
İstanbul’un fethi ile ticaret yolları Osmanlı egemenliğine girmeye başlamıştı.
Ancak hala Venedik ve Cenevizliler denizlerde önemli bir güçtü. Adalar
vasıtasıyla korsanlık yapıyorlardı. Fatih’in siyaseti Anadolu’ya yakın adaları
ele geçirmek, güçlü bir donanma yaptırmaya çalışmak olmuştur.Alınan adalar:
1. İmroz, Taşoz, Bozcaada, Semadirek ve Limni’nin alınması
(1456),Cenevizlilerden alınmıştır.
2. Midilli’nin alınması. (1462) Venediklilerden alınmıştır.
3. Eğriboz’un alınması. (1470) Venediklilerden alınmıştır.
4. Rodos Seferi. (1480) Sen-jan şövalyelerinin elindeydi.Hem karadan hem
denizden kuşatılmasına rağmen alınamadı.
Not:Fatih Türk tarihinde çağ açan tek hükümdardır.Osmanlı’da yükselme dönemini
başlatmıştır. İlim ve teknolojiye çok önem verirdi. İstanbul kuşatması
sırasında tarihte ilk kez kullanılan havan toplarının projesini kendisi
çizmişti.Sahn-ı Seman medresesini kurarak İstanbul Üniversitesinin temellerini
attı Kanunname-i Ali Osman adıyla ilk kez örfi kanunları yazılı hale
getirdi.Arapça, Farsça, Grekçe, Latince ve İtalyanca bilirdi.Fatih’in ölümü
Roma’nın fethinden korkan Avrupa’da sevinçle karşılandı.Son seferini nereye
yapacağı bilinmiyordu. Sefer sırasında öldü.Zehirlediğinden şüpheline nen
Yahudi asıllı doktor askerler tarafından parçalandı.
II. Beyazıt Devri (1481-1512)
Fatih çıktığı bir sefer sırasında hastalanarak ölünce tahta çıkması için Amasya
valisi olan Beyazıt ve Karaman valisi olan Cem Sultana haber gönderildi.
Devşirme kökenli devlet adamları Beyazıt’ı, Türk kökenliler ise Cem Sultanı tutuyordu.
Cem Sultana giden haberci yolda öldürülünce Beyazıt gelerek tahta çıktı.Bu olay
Osmanlı tarihinde 15 yıl sürecek bir sorunun doğmasına sebep oldu.
Cem Sultan II. Beyazıt’ın hükümdarlığını tanımayarak Bursa’ya geldi. Hakimiyet
alameti olarak adına hutbe okutarak para bastırdı. Devletin paylaşılmasını
Anadolu’nun kendisine verilmesini istedi. Başlayan savaşta yenilerek çekilmek
zorunda kaldı.
Konya’ya gelerek Karamanoğullarının desteğini aldı. Daha sonra sırasıyla Şam’a
ve Mısır’a gitti. Memluklar Cem Sultanı desteklediler. Aldığı yadımlarlarla
Anadolu’ya giren Cem Sultan Akşehir’de yapılan savaşı kaybetti. Rodos
şövalyelerine sığınmak zorunda kaldı. (1492) Böylece Cem Sultan sorunu iç
sorunken Avrupa sorunu haline geldi. Önce Fransa’ya daha sonra Vatikan’a
gönderildi. 25 şubat 1495’te hastalanarak öldü.
Sonuçları:
1. Devşirme kökenli devlet adamları ile Türk soylu devlet adamları
arasında rekabet hızlandı.
2. Memluklularla ilişkiler bozulmuş savaşlar başlamıştır.
3. Endülüs Emevilerine yardım yapılamadı.
4. Karamanoğulları yeniden sorun olmuş bu beyliğe kesin olarak son
verilmiştir. (1463)
5. Fetihler duraklamıştır. Büyük ekonomik kayıplar olmuş, büyük
miktarlarda haraçlar verilmiştir.
6. II. Beyazıt’ın hükümdarlık süresinin hemen hemen yarısı bu mücadeleyle
geçmiştir.
Siyasal Olaylar
II. Beyazıt dönemi önceki dönemlere nazaran sönük geçmiştir. Bunun en önemli
sebepleri Cem Sultan sorunu ve II. Beyazıt’ın Sakin barış taraftarı
kişiliğidir.
Osmanlı-Memluk İlişkileri
Fatih döneminde bozulmaya başlayan ilişkiler bu dönemde savaşlar yapılmasına
sebep oldu.Bunun sebepleri:
1. Memlukluların Dulkadiroğullarının iç işlerine karışması
2. Memlukluların Ramazanoğullarını egemenlikleri altına almak istemesi
3. Cem Sultanı himaye etmeleri ve destek vermeleri
4. Karamanoğullarını himaye etmeleri
5. Hindistan’daki Gücerat hükümdarı II.Mahmut Şah tarafından Osmanlı
devletine gelen elçilik heyetini durdurmaları ve hediyelere el koymaları
gibi nedenlerle iki taraf arasında 1485’te savaşlar başladı.Çukurova ve
Toroslar bölgesinde yapılan savaşlarda iki tarafta başarılı olamadı. Tunus
hükümdarının araya girmesi ile barış yapıldı (1491). Çukurova bölgesi Mekke ve
Medine evkafı olduğu için Memluklara bırakıldı.
Osmanlı-Venedik Savaşları
İstanbul’un fethi ile Osmanlı-Venedik ilişkileri bozulmuştu. Fatih döneminde
uzun savaşlardan sonra bir takım imtiyazlar verilerek haçlı birliğinden
ayrılmışlardı. Ancak Osmanlı aleyhine çalışmalara devam ediyorlar, Mora halkını
kışkırtıyorlardı.Böylece Osmanlı Venedik savaşları yeniden başladı.
Karadan ve denizden kuşatılan İnebahtı (1499) ardından Modon, Koron ve Navarin
kaleleri ele geçirildi.Yunan adaları da alınınca Venedik barış istedi.Yapılan
barışla aldıkları yerler Osmanlıda kalması koşulu kabul edildi. (1502)
Osmanlı-Safevi İlişkileri
15. yy da Akkoyunlu egemenliğine son veren Şah İsmail’in kurduğu Safeviler
güçlü bir devlet haline gelmişlerdi. Türk asıllı olan bu devlet Şii inanışına
sahipti.
Safevi devleti Şii propagandacılar göndererek Anadolu’da Şiiliği yaymaya
çalışıyor, halkı isyana teşvik ediyordu. II. Beyazıt olaylara müdahale etmekte
gecikiyordu. Özellikle Tekeli yöresinde isyanlar çıkmıştır. Şahkulu isyanı
zorlukla bastırılabildi.
Bu Şii hareketi II. Beyazıt’ın gevşekliğini göstermiş ve Şehzade Selim babasına
karşı mücadeleye başlamıştır.
Boğdan’ın Fethinin Tamamlanması ve Lehistan ile ilk Savaşlar
Boğdan voyvodasının Macarlarla anlaşması üzerine 1484’te Kili ve Akkerman
kaleleri alınarak Boğdan’ın Fethi kesinleşti. Böylece Osmanlı ve Kırım
toprakları karadan birleşti.
Bunun üzerine bölgeye asker gönderen Leh kuvvetleri püskürtüldü. Bu ilk
Osmanlı-Leh savaşıdır.
I. SELİM (YAVUZ) DEVRİ (1512-1520)
Fatih döneminde oldukça büyüyen devlet II. Beyazıt döneminde durgunluk dönemine
girmişti. Yavuz döneminde hızlı genişleme tekrar başladı. Bu kısa saltanat
döneminde devletin toprakları iki buçuk kat arttı.
II. Beyazıt’ın Tahtan İndirilmesi
II. Beyazıt’ın 3 oğlu vardı. Geleneklere göre oğullarını çeşitli eyaletlere
vali olarak göndermişti. Şehzade Korkut Manisa’da, Şehzade Ahmet Amasya’da,Yavuz
Selim Trabzon’da idi.
Şehzade Selim Trabzon’da Şah İsmail’in politikasını daha iyi görüyor ve
babasının olaylara yaklaşımını beğenmiyordu. Bu amaçla tahta çıkmak istiyordu.
Devlet adamları ise büyük oğul şehzade Ahmet taraftarı idi. Bunun üzerine Yavuz
harekete geçerek Rumeli’de kendisine sancak verilmesini istedi. Törelere aykırı
olduğu için bu isteği ret edildi.
Açıktan mücadeleye giren Yavuz Kefe’de sancak beyi olan oğlu Süleyman’dan
yardım alarak Trakya’ya geçti. Oyalamak için Köstendil sancağı kendisine
verildi. Şehzade Ahmet tahta çıkarılmaya çalışıldı. Baba oğul Karıştıran
ovasında karşı karşıya geldi. Yavuz yenilmesine rağmen yeniçerilerin isteğiyle
babasının tahta terk etmesi sonucu hükümdar oldu. (1512)
Kardeşler Arası Mücadele
Yavuz’un bu şekilde tahta çıkmasına kardeşleri karşı çıktılar. Bunun sebepleri:
Bu durum geleneklere uygun değildi ve kendileri yaşça büyük olduğu için tahta
daha yakın olduklarını düşünüyorlardı.
Kardeşlerini ikna edemeyen Yavuz, devlet adamlarının ağzından sahte mektuplar
yazdırarak kardeşlerini harekete geçirdi. Şehzade Korkut 1513’te yakalanarak
boğduruldu. Yenişehir’de savaşa girişen Ahmet yakalanarak idam edildi.
Böylece taht kavgaları önlenerek istikrar sağlanmış oldu.
Osmanlı-İran İlişkileri ve Çaldıran Savaşı (1514)
Şah İsmail safevi devletini kurunca Şiiliği resmi mezhep haline getirmişti.
Ajanlar vasıtasıyla Şiiliği Anadolu’da yaymaya çalışıyordu. Trabzon valiliği
sırasında Yavuz bu durumu görmüş ve babasının yumuşak politikasını tasvip
etmediğinden mücadeleye girişmişti. Tahta çıktıktan sonra İran sorunu ile
ilgilenmeye başladı.
İlk olarak Anadolu’da Şii nüfusunu saydırarak ileri gelenlerini ortadan
kaldırttı. Devrin şeyhülislamından fetva alarak İstanbul’dan yola çıktı.
Dulkadiroğullarından yardım istediyse de bu teklifi geri çevrildi. Beylik
Yavuz’a karşı düşmanca tutum içine girdi. Yavuz’un amacı ilişki kurduğu Orta
Asya hanlıkları ile aradaki Safevi engelini kaldırmak ticaret yollarına
tamamen hakim olmaktı.
Şah İsmail Venedik ile ittifak yapmak istediyse de başarılı olamadı. Kısa süre
içinde Safevi ordusu dağıtıldı. Şah İsmail güçlükle kaçabildi. Karısı, tahtı ve
hazinesi ele geçirildi. Osmanlı ordusu Tebriz’e girdi. Yavuz ilerlemek
istediyse de ordunun huzursuzluğu yüzünden geri çekilmek zorunda kaldı.
Seferin Sonuçları:
1. Doğu Anadolu Osmanlı hakimiyetine girdi.
2. Kemah, Diyarbakır, Mardin alındı.
3. Şii sorunu bu dönem için çözüldü.
4. Anadolu’da ki Şii propagandası sona erdi.
5. Dulkadiroğulları beyliğine son verildi.
6. İran’ın hazinesi ve zenginlikleri İstanbul’a getirildi.
7. İranlı önemli bilginler İstanbul’a getirildi.
Dulkadiroğlu Beyliğine Son Verilmesi
Dulkadiroğulları beyliği İran seferinde Yavuz’a yardım etmediği gibi, Osmanlı
devletinin yiyecek kervanlarına saldırmış ve Memluklularla işbirliği yapmıştı.
Yavuz İran seferi dönüşü Turnadağ savaşı (1515) ile beyliği ortadan kaldırdı.
Savaşın sebebi İran seferine yardım etmemeleri ve Memluklarla işbirliği
yapmalarıdır.
Sonuçları:
1. Maraş çevresi Osmanlılara katıldı.
2. Anadolu birliği sağlandı.
3. Osmanlılar Memlukla komşu oldu.
4. Osmanlı-Memluk ilişkilerinde gerginlik yeniden başladı.
Osmanlı-Memluk İlişkileri Ve Mısır’ın Fethi
Fatih döneminden itibaren memluk Devleti ile ilişkiler kötüydü. II. Beyazıt
döneminde savaşlar yapılmıştı. Yavuz döneminde ise Safavilerle ittifak
arayışları Yavuz’un Mısır seferine sebep oldu.
Mısır Seferinin Sebepleri:
1. Mısır’ın iç durumunun iyi olmaması
2. Halkın ve devlet adamlarının Yavuz’u Çağırması
3. Portekizli korsanların Müslüman tüccarları engellemesi
4. Kutsal toprakların işgal edilmesi
5. Türk-İslam birliğini gerçekleştirmek
6. Mısır’ın ekonomik açıdan önemli olması
7. Önemli kara ve deniz yollarının kontrol altına alınmak istenmesi
İki ordu Halep önlerinde Mercidabık’ta karşı karşıya geldi. Osmanlı topçusunun
üstünlüğü sayesinde savaş kazanıldı. (1516) Suriye ve Filistin Osmanlı
hakimiyetine girdi. Memluk sultanı Kansu Gavri öldü.
Ridaniye Savaşı (1517)
Kansu Gavri’nin ölümüyle devletin başına Tumanbay geçti. Tumanbay Osmanlı
hakimiyetini kabul etmedi, Osmanlı elçilerini öldürttü, Venedik’ten top ve
ateşli silahlar alarak Ridaniye’de güçlü bir savunma hattı oluşturdu.
Yavuz imkansız görünen bir işi başararak ordusuna 13 günde Sina çölünü
geçirtti. Ridaniye’de Memluk ordusuna güneyden saldırarak sabit topları işe
yaramaz bir hale getirdi.
Memluklar başarılı bir savunma verdiler. Hatta Tumanbay süvari hücumuyla
Osmanlı karargahına kadar girdi. Padişah zannedilerek sadrazam Sinan Paşa
öldürüldü. Ancak Osmanlı ordusunun ileri hareketiyle memluk ordusu dağıldı. Kaçan
Tumanbay yakalanarak idam edildi.
Mısır Seferinin Sonuçları:
1. Suriye, Filistin, Mısır, Hicaz Osmanlı hakimiyetine girdi.
2. Son halife İstanbul’a gönderildi, halifelik Osmanlılara geçti.
3. Osmanlı devletinde teokratik özellik kesinleşti.
4. Suriye, Filistin ve Mısır’daki zengin hazineler Osmanlılara geçti.
5. Venedikliler Kıbrıs adasını ellerinde tuttuklarından dolayı
Memluklulara verdikleri vergiyi Osmanlılara vermeye başladı.
6. Baharat yolu Osmanlılara geçti.(Ancak ticaret yolları değiştiği için beklenen
kazanç elde edilememiştir.)
7. Mukaddes emanetler İstanbul’a getirildi.
8. Memluk devleti sona erdi.
9. Doğu Akdeniz de Osmanlı hakimiyeti güçlendi.
10. İslam birliği büyük ölçüde sağlandı.
Yavuz’un Ölümü ve Genel karakteri
Tarihimizin en büyük hükümdarlarından olan Yavuz Sultan Selim doğuya seferler
yapmıştı. Bunun sebebi tehlikenin bu dönemde doğudan gelmesiydi. En büyük emeli
Türk ve İslam dünyasını birleştirmekti.
Rodos veya Belgrat’a yapacağı tahmin edilen son seferinden önce şirpençe (aslan
pençesi) adı verilen vücudun da çıkan bir çıbanın yanlış tedavisi sonucu
hastalanarak vefat etti.
İlim adamlarını korur ve özel ilgi gösterirdi. Döneminde Osmanlı hazinesini
hazine dairesi almamış, Yedikule zindanları da hazineyi saklamak amacıyla
kullanılmıştır. Lüks ve ihtişamdan hoşlanmazdı. Sert bir mizaca sahipti.
Devletin menfaatleri söz konusu olduğunda en acımasız kararları almaktan
çekinmezdi.
Osmanlı toprakları döneminde 2.373.000 km2 den 6.557.000 km2 ulaştırdı.
Kanuni Sultan Süleyman Devri (1520-1566)
Yavuz’un ölümünden sonra taht mücadeleleri ile uğraşmadan tahta çıktı. Başka
erkek kardeşi yoktu. Osmanlı devletinin zirve dönemidir.Gerileme döneminde
kurumların işleyişi, düzen sebebiyle sürekli örnek gösterilmiş ve bu döneme
dönme amaçlanmıştır.
Kanuni babasından; dolu bir hazine, güçlü bir ordu, tecrübeli devlet adamları,
güçlü temeller üzerine oturmuş bir devlet, güvenliği sağlanmış bir doğu bölgesi
devir almıştı. Bu faktörlerinde etkisiyle devleti doğuda ve batıda genişletti.
Batılılar I. Süleyman’ı Muhteşem Süleyman veya büyük sultan adıyla andılar.
Kendi döneminde batıda; Macar, Avusturya ile, doğuda; İran’la denizlerde;
Venedik, Papalık, Şarlken, Rodos ve Malta şövalyeleri, İspanya ve
Portekizlilerle savaşmıştır. Fransa’ya yardım etmiş, bir takım imtiyazlar
vermiştir.Osmanlı devletinde en uzun süre hüküm süren padişahtır. 46 yıl hüküm
sürmüştür.
Saltanat kavgası görülmeyen bu dönemin başlangıcında iç isyanlar olmuştur.
İç İsyanlar
Bu dönemdeki iç isyanlar Mısır’daki isyanlar (*Canberdi Gazali İsyanı, Ahmet
Paşa İsyanı) Anadolu’daki isyanlar (*Kalender Çelebi İsyanı, *Baba Zunnun
İsyanı ) olarak iki kısımda inceleyebiliriz.
A. Canberdi Gazali İsyanı:
Memluk komutanlarından olan Gazali Mısır seferiyle Osmanlı hizmetine girmiş ve
Şam valiliğine atanmıştı. Padişah değişikliğini haber alınca Memluk devletini
yeniden kurmak için ayaklandı. Siyasi nitelikli isyandır.Mısır valisi Hayri
beyin Osmanlıya sadık kalması ve kanuninin üzerine yürümesiyle kısa sürede
bastırıldı.
B. Ahmet Paşa İsyanı
Ahmet Paşa ikinci vezirliğe kadar yükselmişti. Geleneklere göre sadrazam olma
sırası kendisindeydi. Ancak Kanuni değişiklik yaparak sadrazamlığa Enderun’da
İbrahim Ağayı atadı. Ahmet Paşa ise Mısır valiliğine gönderildi.
Mısır’da ayaklanan Ahmet Paşanın isyanı bölgedeki yeniçeriler tarafından
bastırıldı.
C. Kalender Çelebi İsyanı
Tımarlarının elinden alınmasını bahane eden Kalender, sipahileri ile birlikte
Mohaç savaşı devam ederken ayaklandı. Şiilerin, Dulkadiroğlu beyi Ali Bey
taraftarlarının ve Safevi devletinin desteğini almıştı. Tımarı geri verilerek
isyan bastırıldı.
D. Baba Zunnun İsyanı
Vergi yüzünden çıkan isyan ekonomik karakterlidir. Şii desteği de vardır.İsyan
Yozgat’ta Bozoklu boy beyi Baba Zunnun tarafından çıkarılmıştır.Yozgat işgal
edildi. Üzerlerine gönderilen bazı kuvvetleri yendiyse de isyan kontrol altına
alındı.
Osmanlı Macar İlişkileri
Kuruluş döneminde balkanlarda en fazla mücadele edilen devletlerden birisi
Macaristan’dı. Avrupa’ya geçişte stratejik bir rol oynuyordu. Fatih bölgeye iki
başarısız seferde bulunmuştu. Kanuni, bölgeye sefer yapılmasını istedi. Önemli
konumu olan Belgrat Macar krallının tutumu üzerine kuşatıldı. 15212’de şehir
alındı.Çevrede bulunan Karlofça, Salakamen ve Ösek kaleleri ele geçirildi.
Bu sırada Avrupa’da Avusturya ile Fransa arasında hakimiyet mücadelesi
sürüyordu. Avusturya kralı Şarlken 1525’ de Fransa kralı I. Fransuva’yı yenerek
esir etmişti. Fransuva’nın annesi Kanuni’den yardım istedi.
Macar kralının erkek çocuğu olmadığı için taht hakkı akrabalık ilişkilerinden
dolayı Avusturya kralı Şarlken hak iddia ediyordu. Osmanlı buna razı
olmadı. Bunları bahane ederek Macaristan seferine çıkıldı.
Mohaç Savaşı ve Macaristan’ın Fethi (1526)
Kanuni Fransa kralına yardım amacıyla Macaristan’a yöneldi. Macar kralı II. Lui
Kutsal Roma Germen imparatorluğuna ve güdümündeki Avusturya Arşüdükalığına
güveniyordu. Kutsal Roma Germen imparatoru Şarlken ise Fransa ile savaş
halindeydi.
Macar ve Osmanlı ordusu Mohaç ovasında karşılaştı.Turan savaş taktiği
uygulanarak Macar ordusu imha edildi. Budapeşte alındı. Macar kralı savaş
meydanında ölmüştü. Kanuni direk Macaristan’ı Osmanlı topraklarına katmamıştır.
Fetih üç aşamada gerçekleşmiştir.
1) Mohaç zaferinden (1526) sonra Osmanlı himayesinde Macar soylularından
Jan Zapola tahta çıkarılarak Macar krallığı kuruldu. Böylece Avusturya ile
tampon bölge oluşturuldu.
2) 1533 İstanbul antlaşması ile Macaristan ikiye ayrıldı. Bir kısmı
Avusturya’ya bırakıldı, bir kısmı Osmanlı himayesine alındı.
3) 1541 yılında Macaristan üçe ayrıldı. Bir kısmı Osmanlı egemenliğime
girdi (Budin eyaleti), bir kısmı Erdel beyliği adıyla himaye altına alındı,
kuzey Macaristan ise Avusturya’ya bırakıldı.
Osmanlı-Avusturya ilişkileri
Bu dönemde doğunun en güçlü devleti Osmanlı, batıda ise Kutsal
Roma germen imparatorluğu idi. Macar sorunu yüzünden iki devlet karşı karşıya
geldi. Macar tahtının Jan Zapola’ya verilmesini kabul etmeyen Avusturya
Arşidükü Ferdinand Budin’i kuşattı. Osmanlı devleti Macaristan’a yardım
göndererek Budin’i geri alıp Jan Zapola’ya geri verdi. Avusturya’ya göz dağı
vermek amacıyla 1529’da Viyana kuşatıldı. Akıncılar şehrin içlerine kadar
girdiler. Kuşatma kaldırıldı.Kuşatmanın kaldırılma sebepleri:
1) Hazırlıksız olunması ve büyük topların getirilmemesi
2) Kış mevsiminin başlaması
3) Yiyecek ve cephane sıkıntısı
4) Viyana surlarının çok sağlam olması
Kuşatma Avrupa’da büyük bir heyecan uyandırmıştır.
Almanya Seferi (1533)
Avusturya Arşidükü Ferdinand’ın Budin’i tekrar kuşatması üzerine Kanuni Almanya
seferine çıktı. (1532) Budin alınarak Estergon’a kadar ilerlendi. Avusturya
içlerine girilmesine rağmen ne Ferdinand ne de Şarlken Osmanlı ordusunun
karşısına çıkmadı. Avusturya barış istedi. İran'la ilişkiler bozulmuştu.
Osmanlı barışı kabul etti.1533 İstanbul Antlaşması yapıldı.
İstanbul Antlaşması 1533
1. Avusturya Arşidükası protokol bakımından sadrazama eşit olacak
2. Ferdinand Macar topraklarının elinde kalan kısmı için yılda 30.000 düka
altın vergi verecek
3. jan Zapola’nın Macar krallığını tanıyacak
4. Macar kralı ile Avusturya arasında yapılan anlaşmalar Osmanlı padişahın
onayıyla yürürlüğe girecek.
5. Ferdinand, Macar topraklarına saldırmayacak.
6. Anlaşma Ferdinand uyduğu sürece geçerli olacak.
Önemi:
Macaristan ikiye ayrıldı.Bir kısmı Osmanlı himayesine, bir kısmı
Avusturya’ya bırakıldıØ
Osmanlı Avusturya üzerinde yaptırım gücüne sahip oldu.Ø
Avusturya Osmanlı devletinin üstünlüğünü tanıdı.Ø
Osmanlı devleti ile Avusturya arasında ilk resmi anlaşmadır.Ø
Macaristan’ın Osmanlı Devletine Bağlanması
Macar kralı Yanoş 1540 yılında ölünce tahta küçük yaşta Sigismund çıktı.
Avusturya bundan faydalanmayı düşünerek Macar topraklarına girdi. Böylece
İstanbul Antlaşması bozuldu.
Kanuni Avusturya seferine çıktı. (1541) Budin’e giren Kanuni Sigismund’u Erdel
beyliğine atadı. Osmanlı ordusunun aldığı bölgeyi Budin eyaleti adıyla Osmanlı
devletine bağladı.Macaristan üç bölgeye ayrıldı:
1. Osmanlı devletine bağlanan Macaristan –Budin Eyaleti-
2. Sigismund’a verilen Osmanlı himayesindeki bölge –Erdel Beyliği-
3. Avusturya’nın elinde kalan topraklar –Kuzey Macaristan-
Ancak Avusturya Macaristan üzerindeki haklarından vazgeçmiyordu. Pek çok savaş
yapıldı. 1543 yılında İstanbul antlaşması şartlarında barış yapıldıysa da
1551’de savaş yeniden başladı. Ferdinand barış istemek zorunda kaldı. 1533
yılında ki İstanbul Antlaşmasına benzer bir antlaşma daha yapıldı. Fakat çok
uzun sürmedi. Kanuni son seferini Avusturya üzerine yapmıştır.
Zigetvar Seferi (1566)
Ferdinand’ın ölümü üzerine yerine Maksimilyen geçmişti. Yeni kral 1562 barışını
bozarak Macaristan ve Erdel’e saldırdı.
Sadrazam Sokullu olmuştu. Kanuni 13. ve son seferine çıkarak, güçlü surlara
sahip Zigetvar’ı kuşattı. Uzun bir direnişten sonra şehir düştü. Kanuni kuşatma
devam ederken vefat etmiş, ancak bu durum ordunun moralinin bozulmaması için
saklanmıştır.
Osmanlı-Fransa İlişkileri ve Kapitülasyonlar
İki ülke arasındaki ilişkiler Fransa kralı Fransuva’nın Alman İmparatoru
Şarlken’e Pavia savaşında esir düşmesi ile başladı. 16. yy ilk çeyreğinde iki
ülke batı Avrupa hakimiyeti mücadelesine girişmişlerdi. Osmanlı devleti
Fransa’nın kendisinden yardım istemesi sonucu olaya karışıp Şarlken’e savaş
ilan etti. Osmanlının bu tutumu Fransa’nın kendisine yaklaşmasına sebep oldu.
Mohaç savaşından sonra Fransuva serbest bırakılmıştır. Fransa’nın isteği ile
ticaret anlaşmaları yapılmıştır.
Fransa tarihinde kapitülasyonlar, bizim tarihimizde ise uhud-u atik veya
imtiyazat-ı mahsusa olarak adlandırılan bu anlaşmalarla Fransızlar büyük haklar
elde ettiler.
Fransa’ya Kapitülasyonların Verilmesinin Sebepleri
1. Avrupa Hıristiyan birliğini bozmak.
2. Osmanlıların Avrupa siyasetinde etkili olmasını sağlamak.
3. Akdeniz ticaretini canlandırmak.
4. Osmanlı gümrük gelirlerini artırmak.
5. Osmanlı üretimi olmayan malları ucuz ve kaliteli yoldan temin etmek.
6. Fransa’yı Kutsal Roma-Cermen İmp. Karşısında güçlü tutmak.
Önemli Maddeleri:
1. Fransız ticaret gemileri Osmanlı sularında serbestçe dolaşabilecek,
istedikleri limana girebilecekti.
2. Fransız tacirlerden Türklerden alınan kadar gümrük vergisi alınacaktı.
%5
3. Osmanlı ülkesine yerleşen Fransızlar serbestçe dinlerini
yaşayabilecekti.
4. Fransız vatandaşları arasındaki davalara Fransız yargıç bakacaktı.
5. Fransız vatandaşları ile Türkler arasındaki davalara Türk hakim
bakacak, ancak davada Fransız tercüman bulunacaktı.
6. Osmanlı topraklarında ölen veya gemisi batan Fransız tacirlerin malları
Fransa’daki varislerine verilecekti.
7. Osmanlı tüccarları aynı haklardan Fransız topraklarında yararlanacaktı.
8. Bu imtiyazlar ancak imzalayan hükümdarlar sağ kaldığı müddetçe geçerli
olacaktı.
Not:Osmanlı devleti yukarıda da sayılan sebeplerden ötürü bu hakları
vermiştir.Anlaşmanın son maddesi önemlidir.Bu madde geçici olduğunu gösterir.
Ancak zamanla bu hakların kapsamı genişletilmiş,1740 yılında I. Mahmut döneminde
sürekli hale getirilmiş, başka devletlere de verilmiştir. Bu da Osmanlı
ekonomisinin çökmesine sebep olmuştur.Kapitülasyonlar 24 Temmuz 1923’te
imzalanan Lozan anlaşması ile kaldırılabilmiştir.
Fatih döneminde Venedik’e verilen
imtiyazlarla arasındaki en önemli fark; sadece ticari ve siyasi değil, dini,
ekonomik,hukuki amaçları da vardır.
Osmanlı-İran İlişkileri (1533-15559
Safeviler 1502 yılında Akkoyunlu devletinin yıkılması ile kuruldu. Kuruluşundan
itibaren Osmanlı devleti ile mücadele içine girdiler. Yavuz Çaldıran seferiyle
büyük bir darbe vurduysa da devleti ortadan kaldıramadı. İlişkilerin
bozulmasının en önemli sebepleri:
Safevilerin Anadolu’daki Şiileri kışkırtmasıØ
Şah Tahmasb’ın Şarlken’e ittifak teklif etmesiØ
Safevi şahının Kanuni’yi tebrik etmemesiØ
Osmanlıların Bitlis valisi Şeref Han’ın Safevilere, Safevilerin
Azerbaycan valisi Ulama Han’ın Osmanlı devletine sığınmasıØ
Bu dönemde İran üzerine üç sefer yapılmıştır:
1. İran seferi (1534):
Kanuni Avusturya ile imzalanan İstanbul antlaşmasından sonra (1533) İran
üzerine yürüyerek Tebriz’e girdi.Bütün Azerbaycan’ı işgal ederek Hamedan’a
kadar ilerledi. Daha sonra Bağdat’a ilerledi, savaş yapılmadan Bağdat alındı.
Bu sefere Irakeyn seferide denir.
2. İran Seferi (1548):
1.İran seferinden sonra uzun süre barış dönemi yaşandı. Safevi
hükümdarının kardeşinin Osmanlıya sığınması sonucu Safeviler Tebriz, Van,
Nahcıvan ve Erivan’ı işgal ettiler.Kanuni ikinci İran seferine çıkarak doğu
Anadolu ve Azerbaycan’da Osmanlı egemenliğini yeniden kurdu.
3. İran Seferi (1553):
İran devam eden Avusturya savaşlarından yararlanmak amacıyla Osmanlı
topraklarına saldırdı. Kanuni üçüncü İran seferine çıkarak Erivan, Nahcıvan ve
Karabağ’ı aldı.Şah Tahmasb yine savaşmayarak İran içlerine kaçtı. Bu bitmeyen
savaşlar her iki taraf içinde masraflara sebep oluyordu. Safevi hükümdarının
isteği ile barış imzalandı.
1553 Amasya Antlaşması ile Safeviler Erivan, Tebriz, Irak ve Doğu Anadolu’daki
haklarından vazgeçerek bölgeyi Osmanlılara bıraktı.
Sonuçları:
1) Yavuz döneminden beri süren İran sorunu çözümlendi.
2) Bu anlaşma Osmanlı devleti ile İran arasında yapılan ilk antlaşmadır.
3) Bağdat gibi önemli ve tarihi bir şehir Osmanlılara bağlandı.
4) Osmanlı devleti Basra körfezine ulaşarak Hint okyanusuna bağlantı sağladı.
5) İslam dünyasındaki ilk mezhepler arası barış anlaşmasıdır.
Hint Deniz Seferleri (1538-1553)
16. yy başlarında Portekizliler Hint okyanusuna ulaşan Ümit Burnunu
bulmuşlardı. Bu yolun bulunması Osmanlı devletinin baharat yolu gelirlerine
büyük darbe vurdu. Bunun yanında Portekizliler:
Hindistan’da sömürgeler kurarak, Müslümanların ticaretine engel olmuşlar.Ø
Kızıldeniz yoluyla hacca giden Müslümanlar saldırmışlar.Ø
Hindistan’da bir çok Müslüman devleti ele geçirmişler.Ø
Kanuni’den Gücarat sultanının yardım istemesi ile Hint deniz seferleri
başladıØ
Dört deniz seferi yapılmış ancak başarılı olunamamıştır.
I. Hint Deniz Seferi (1538)
Süveyş tersanesinde hazırlanan donanma ile Mısır valisi Hadım Süleyman Paşa
sefere çıktı.Yemen ve Aden Fethedildi. Osmanlı kuvvetleri Aden’i aldıktan sonra
Hindistan’ın batısına ulaştı. Portekizlilerle savaşlar yapılırken yeni Gücerat
Sultanının yeterli destek sağlamaması üzerine erzak ve cephanenin azalması
sonucu geri dönüldü.
II. Hint Deniz Seferi (1551)
Bu seferi ünlü denizci Piri Reis komuta etti. Kızıldeniz’i geçerek Hint
okyanusuna açıldı.Maskat fethedildi. O sırada Portekiz donanmasının Hürmüz
boğazını kapatmak istediğini duyunca yanındaki Ace sultanlığınındın aldığı
hazineyi kurtarmak amacıyla donanmayı Basra’da bırakarak Süveyş’e döndü. Piri
Reis’in bu korkak hareketi idam edilmesine sebep oldu.
III. Hint Deniz Seferi (1552)
Piri Reis yerine Murat Reis tayin edildi. Hürmüz boğazında Portekizlilerle
yapılan savaşta çok kayıp verildiğinden Basra’ya geri döndü.
IV. Hint Deniz Seferi (1553)
Seydi Ali Reis komuta etmiştir. Portekizlilerle başarılı savaşlar yapılmıştır.
Çıkan bir fırtınada gemileri bir kısmı batınca kalan gemileri ve cephaneyi
Gücerat sultanlığına bırakarak üç bucuk yıl süren bir kara yolculuğu ile Hindistan’dan
İstanbul’a döndü.
Hint deniz seferlerinde başarılı olunamamıştır. Bunun sebepleri:
1. Hint seferlerine gereken önemin verilmemesi. Seferlerin fetihten ziyade
yardım amaçlı görülmesi.
2. Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması
3. Konuyla ilgilenen devlet adamları ve komutanların çok güçlü olmaması
4. Portekiz donanmasının çok güçlü olması
5. Gücerat hanlarının Osmanlıya yardımcı olmaması
Sonuçları:
1. Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan’ın bazı kısımları Osmanlı
devletine katıldı.
2. Arap yarımadası tamamen Osmanlı denetimine alındı.
3. Kızıl deniz yabancı güçlere kapatılarak Osmanlı denetimine alındı.
Kültürel Sonuçları:
1. Piri Reis “Kitab-ı Bahriye” (Deniz kitabı)
2. Seyd-i Ali Reis “Mir’at-ül Memalik” (Memleketlerin aynası) isimli
eserleri yazdılar.
Deniz Seferleri ve Akdeniz Üstünlük Mücadelesi
Kanuni döneminde Türk denizciliği altın çağını yaşadı. Bu dönemde Akdeniz bir
Türk gölü haline getirilmeye çalışıldı.
Rodos’un Fethi (1522)
Kanuni 1522 yılında Rodos’a sefer düzenledi.Bu ada Saint-Jeant (sen-jan)
şövalyelerinin elindeydi. Ada alındı. Şövalyeler Şarlken tarafından Malta
adasına yerleştirildi.
Böylece Ege denizi Türk denizi haline gelmiştir.
Barbaros Hayrettin Paşa ve Cezayir’in Osmanlı Ülkesine Katılması
Osmanlı-Avusturya savaşları sırasında Osmanlı devletini zor duruma düşürmek
isteyen Şarlken denizden seferlere girişti. Papalık, Venedik, İspanya ve Malta
şövalyeleri kendisine yardım etti. Akdeniz hakimiyetini ele geçirmek isteyen
Kanuni Yavuz’un Mısır seferi sonrasında Osmanlı himayesine giren ve Cezayir’i
elinde bulunduran bir Türk korsanı olan Barbaros’u (asıl adı Hızır reisdir.
Kanuni tarafından Hayrettin ismi verilmiştir. Avrupalılar kızıl sakallarından
ötürü Barbaros adını vermişlerdir.) İstanbul’a davet etti. Barbaros’un
İstanbul’a gelmesi ile (1533) Cezayir Osmanlı topraklarına katıldı. Barbaros
Kaptan-ı Deryalığa getirildi. Cezayir Beylerbeyi yapıldı. İlk olarak Venedik’in
elindeki Korfu adası kuşatıldı. Verilen kayıplar üzerine kuşatma kaldırıldı.
Ege denizinde Venedik’in elindeki adaları aldı.
Preveze Deniz Savaşı
Sebepleri:
1. Osmanlı devletinin Avusturya ve Roma-Germen imparatorluğu ile
mücadelesi
2. Korfu adasının kuşatılması
3. Osmanlı devletinin Ege’yi tamamen kontrol altına alması
4. Akdeniz’deki Osmanlı gücünün giderek artması.
Bu nedenlerle Osmanlı devletine karşı Venedik, Ceneviz, malta, İspanya ve
Portekiz hükümetleri büyük bir haçlı donanması oluşturdu. Andrea Dorya
komutasındaki Osmanlı donanması 602 gemiden oluşuyordu. Barbaros komutasındaki
Osmanlı donanması ise 122 gemiden oluşuyordu. Bu savaş Osmanlı donanmasının
galibiyeti ile sonuçlandı.
Sonuçları:
1. Akdeniz tamamen Osmanlı egemenliği altına girdi.
2. Venedik, Osmanlı devletine 300 bin altın savaş tazminatı ödemeyi kabul
etti.
3. Venedik Mora ve Dalmaçya kıyılarındaki bazı kaleleri Osmanlı devletine
bıraktı.
4. XVII. yy. sonlarına kadar Osmanlı devleti Akdeniz de en önemli güç
haline geldi.
Şarlken ile Fransuva arasındaki savaşta donanma yardım amacıyla Fransa’ya
gittiyse de Fransızların tutumu yüzünden sonuç alınamadı.(1543)
Trablusgarb’ın Osmanlı Ülkesine Katılması (1551)
Preveze deniz zaferi ve Venedik’in diğer Avrupa devletlerinden ayrılarak
Osmanlı devleti ile barış yapması Papalık ve Şarlken’i kızdırmıştı. Bunun
üzerine şarlken bir donanma hazırlıyarak Cezayir’e saldırdı. Fakat Hasan Paşa
komutasındaki kuvvetler haçlıları yenilgiye uğrattılar. (1541)
Şarlken 1530 yılında Trablusgarb’ı Beni Hafs devletinden almış ve Sen Jan
şövalyelerine vermişti. Turgut Reis Trablusgarb ve Bingazi’yi fehtetdi. (1551)
Cerbe Savaşı (1559)
Turgut Reisin İspanyolların elinde bulunan Cerbe adasını kuşatması üzerine
Andea Dorya komutasındaki haçlı donanması Cerbe önlerine geldi. Yapılan savaş
Osmanlı donanmasının galibiyeti ile sonuçlandı. Cerbe adası alındı. Bu zaferle
Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki Türk üstünlüğü sağlamlaştı.
Malta Seferi (1565)
Malta adası Rodos Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra Sen-Jan
şövalyelerine verilmişti. Sen Jan şövalyeleri Bu adayı üs olarak kullanıp
Osmanlı gemilerine ve kuzey Afrika’ya saldırıyordu. Adanın alınması zorunluluk
haline gelmişti. 1565 yılında ada kuşatıldı. Fakat başarılı olunamadı. Turgut
Reis savaş sırasında şehit oldu.
Not:Yavuz ölümünde 6.557.000 kilometre kare genişliğinde bir ülke bırakmıştı.
Kanuni ölümünde ise ülke toprakları 14.893.000 kilometre kareye
ulaşmıştı.Kanuni 13. ve son seferi olan Zigetvar seferi sırasında vefat
etti.Son derece adil bir padişahtı.İmar faaliyetlerine çok önem vermiştir.
II.Selim Devri (1566-1574)- III. Murad Devri (1574-1595)
Zigetvar kuşatması sırasında hastalanan Kanuni kalenin fethini göremeden
66 yaşında öldü (1566). Kanuni’nin 1566 yılında ölümüyle tahtın tek varisi olan
Kütahya valisi Şehzade Selim başa geçti. Siyasî, askerî ve iktisadî bakımlardan
Osmanlıyı zirveye çıkaran bu büyük hükümdarın yerine geçen ne II. Selim
(1566-1574) ne de III. Murat (1574-1595) aynı yetenekte kişiler
değillerdi. Ancak Kanuni devrinde başlayan fetih rüzgârları o derece
şiddetliydi ki, bu hükümdarlar devrinde de hızını devam ettirebildi. Şüphesiz
bu başarılarda sadrazam Sokullu Mehmet Paşa'nın dirayetli siyasetinin de rolü
büyüktür.Bu sebeplerden ötürü bu dönemi Sokullu dönemi olarak adlandırmak daha
doğrudur.
Sokullu Devri (1564-1579)
Sokullu Enduranda yetişmiş bir devşirmedir. Kanuni döneminde Kaptan-ı Deryalık,
Rumeli Beylerbeyliği, üçüncü vezirlik, son iki yılında ise sadrazamlık
yapmıştır.II. Selim ve ölümüne kadar III. Murat devrinde de sadrazamlık
yapmıştır.
Avusturya ile Antlaşma (1558)
Zigetvar seferinden sonra Avusturya Arşidükası Maksimilyen’in barış istenesi
üzerine 1533 İstanbul antlaşmasına benzer bir antlaşma imzalandı. 1593 yılına
kadar savaş yapılmadı.
Sakız Adasının Fethi (1568)
Sakız adası Cenevizlilerin elinde bulunuyordu.Fatih döneminden beri adadan
vergi alınıyordu. Adanın korsan yatağı haline gelmesi üzerine Kaptan-ı Derya
Piyale Paşa tarafından Sakız alındı.
Yemen’in Fethi (1568)
Yemen I. Hint seferi sonrasında Hadım Süleyman paşa tarafından alınmış fakat
denetim bir türlü sağlanamamıştı. İki eyalet olarak düzenlenen Yemen tek eyalet
haline getirilerek Özdemiroğlu Osman Paşa vali olarak gönderildi. Mısır valisi
Sinan Paşa’nın da desteğini alan Özdemiroğlu kesin Osmanlı hakimiyetini
sağladı.
Endonezya Seferi (1568-1569)
Kurtoğlu Hızır reis görevlendirildi. Endonezya’daki Müslüman Ace sultanlığına
Portekizlilere karşı savaş araç gereçleri ve uzman asker yardımında bulunuldu.
Kıbrıs’ın Fethi (1570)
Nedenleri:
1. Kıbrıs’ın jeopolitik konumunun çok önemli olması
2. Anadolu, Suriye ve Mısır arasındaki deniz yolu güvenliğinin adayı
almayı zorunlu hale getirmesi
3. Venediklilerin Osmanlı tüccar ve gemilerine saldırması
4. Kıbrıs’ın zengin bir ülke olması
5. Doğu Akdeniz hakimiyetinin adanın alınmasını zorunlu kılması
II. Selim adanın fethini istemesine rağmen Sokullu buna karşı çıkıyordu.
Sokullu adanın fethinin Avrupalıların haçlı seferine sebep olacağını ileri
sürüyordu.
Vezir Lala Mustafa paşa komutasındaki donanma ve ordu bir yıllık savaştan sonra
adayı fethettiler.
Sonuçları:
1. Doğu Akdeniz tamamen Osmanlı egemenliğine girdi.
2. Mısır yolunun güvenliği sağlandı.
3. Anadolu’yu savunmak üzere bir iç savunma hattı oluşturuldu.
4. İnebahtı deniz savaşına sebep oldu.
İnebahtı Deniz Savaşı (1571)
Kıbrıs adasının alınması Avrupa devletlerini harekete geçirdi. Papanın teşviki
ile kurulan haçlı donanmasına Venedik, İspanya, Malta, Papalık ve diğer İtalya
devletleri katıldı.İnebahtı yakınlarında yapılan savaşta Osmanlı donanması yok
etildi. Sadece Uluç Ali Reis büyük bir başarı göstererek donanmanın bir kısmını
kurtarabildi. Ancak haçlı donanmasıda büyük yara almıştı. Osmanlı donanması
kısa süre içinde tekrar oluşturuldu.(1572) Venedikliler barış istemek zorunda
kaldılar. Vergi ödemeyi ve Kıbrıs’ın Osmanlı toprağı olduğunu kabul ettiler.
Donanmaya yapılan bu büyük harcama Osmanlı ekonomini oldukça zora soktu.
Tunus’un Fethi (1574)
İnebahtı yenilgisinden sonra tekrar oluşturulan Osmanlı donanması 40 yıldır
İspanyolların elinde olan Tunus’u ele geçirdi.Sefer Yemen valisi Kılıç Sinan
Paşa ve Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından düzenlenmiştir.
II. Selim’in Ölümü (1574)
Osmanlı tarihinde ilk defa ordunun başında sefere çıkmayan padişah olan II.
Selim aynı zamanda İstanbul’da ölen ilk padişahtır. Zevk ve sefaya düşkün bir
kişiliği vardı. Yönetimi sadrazamı Sokullu’nun idaresine bırakmıştı.Yerine III.
Murat hükümdar oldu.(1574-1595)
Lehistan’ın Himaye Altına Alınması (1575) –Polonya ve Litvanya-
Lehistan kralının veliaht bırakmadan ölümü üzerine Fransa’nında desteğini
alarak Osmanlı devleti müdahale etti. Erdel prensi Baturi’yi kral seçti.
Böylece Lehistan Osmanlı himayesine girmiş oldu.Osmanlı devleti Baltık denizine
ulaşmış oldu. Rusya ve Almanyanın bu devleti paylaşması önlendi. Bu durum 1587
yılına kadar devam etti.
Fas’ın Himaye Altına Alınması (1577)
Fas Sultanlığında taht mücadelesinin başlaması üzerine bir grup Portekiz’den
bir grup ise Osmanlı’dan yardım istemişti. Portekiz’in müdahalesi üzerine
Osmanlı devleti de Fas’a girdi.
Osmanlı kuvvetleri Vadi’s Sebil (Vadi’s Seyl) savaşında Portekiz kuvvetlerini
yok etti.Portekiz kralı savaşta öldü.Fas’da Osmanlı taraftarı bir kişi kral
seçilerek himaye altına alındı.Bu savaştan sonra Portekiz kendisini uzun müddet
toparlayamamış ve İspanyol işgaline uğramıştır. Hint ticaret yolunun kontrolü
ise İngiltere ile Hollanda’ya geçmiştir.
Kafkas Seferleri (1578)
İran’ın bölgeye yayılma gayretleri, Bölgedeki sunni halka baskı yapması, Rus
ilerlemesi, Kırımla doğudan kara bağlantısı kurma gayeleri ile kafkasya seferi
yapıldı. Kafkaslar Osmanlı denetimine girdi. (1581)
Kapitülasyonların Yaygınlaştırılması
Sokullu döneminde ; a)Avrupa devletleri arasında çekişmeyi artırmak b)Akdeniz
ticaretini canlandırmak c)Fransa’yı rekabet içine sokmak amacıyla, 1568 yılında
Avusturya’ya bazı ayrıcalıklar, 1578 yılında İngilizlere kapitülasyonlar
verildi. Fransa’nın ayrıcalıkları genişletildi.
Sokullu’nun Kanal Projeleri
a) Don- Volga Kanalı: (Astarhan Seferi)
Don ve İdil nehirlerinin birbirlerine en fazla yaklaştığı yerde 10 km.lik bir
kanal açarak Karadeniz ve Hazar denizinin birbirine bağlanması amaçlanmıştır.
Böylece:
Hazar denizi kıyılarından Ruslar çıkarılacak.Ø
Altınordu’nun devamı olan Kazan ve Ejder hanlıkları Osmanlı egemenliğine
alınacak.Ø
İran savaşlarında donanmadan yararlanılacak.Ø
Kırım güvence altına alınacakØ
Orta Asya Türk hanlıkları ile ilişki kurulabilecekti.Ø
İpek yolunu canlandırmakØ
Bu proje aşağıdaki sebeplerle gerçekleştirilemedi:
Kırım hanının taraftar olmaması (Osmanlı devletinin Kazan ve Astarhan’ı
alarak bölgedeki gücünün artmasını istememiştir.)Ø
Gönderilen askerlerin yetersizliğiØ
Rusların saldırılarıØ
Şiddetli soğuklarØ
b) Süveyş Kanalı:
Süveyş’te Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlıyacak bir kanal açılması
projesi Yavuz döneminde gündeme gelmişti.
Böylece:
Avrupalıların Ümit burnunu bularak baharat yolunu değiştirmelerinin getirdiği
kayıp önlenebilecektiØ
Güney Asya Müslümanlarına Avrupalılara karşı yardım gönderilebilecekti.Ø
Avrupalıların Güney Asya hareketleri Akdeniz’deki Osmanlı donanması
vasıtasıyla önlenebilecekti.Ø
Proje 1568 yılında gündeme gelmesine rağmen uygulanamadı.
c) Karadeniz Marmara Projesi:
Sokullu Mehmet Paşa İznik Gölü, Sapanca Gölü ve Marmara denizi arasında
bağlantı kurarak Marmara ve Karadeniz’i birleştirmek istemiştir.Mimar Sinan bu
işle görevlendirildi isede proje sonuçsuz kalmıştır.
Sokullu’nun Ölümü (1579)
Sokullu Mehmet Paşa’nın 1579 yılında öldürülmesi ile Osmanlı devletinde
yükselme dönemi bitti, duraklama dönemi başladı.
Yorumlar
Yorum Gönder