Kpss 2026: Coğrafya Serisi - 11 - Türkiye'de Erozyon, Heyelan ve Doğal Afetler: Oluşum Mekanizmaları, Dağılışları ve Risk Analizi

 

Türkiye'nin Doğal Afet Haritası: Deprem, Erozyon, Heyelan, Sel ve Çığ Risklerinin Kapsamlı Jeomorfolojik ve İklimsel Analizi 

Türkiye, genç jeolojik yapısı, yüksek ve engebeli arazisi ile farklı iklim tiplerinin bir arada yaşandığı dinamik bir coğrafyaya sahiptir. Bu dinamizm, bir yandan doğal zenginlikler sunarken, diğer yandan ülkeyi doğal afetler açısından oldukça riskli bir konuma yerleştirir. Doğal afetler, sadece can ve mal kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadede ekonomik gelişimi ve sosyal yapıyı da derinden etkiler. KPSS Coğrafya’da doğal afetler konusu, afetlerin oluşum mekanizmalarını (İç/Dış kuvvet), coğrafi dağılımlarını ve en çok görüldükleri bölgeleri ayırt etme becerisi üzerinden sorgulanır.

Bu kapsamlı rehberde, Türkiye'deki en önemli doğal afetleri (Deprem, Erozyon, Heyelan, Sel, Çığ) oluşum nedenleri, en riskli bölgeler ve beşeri coğrafyaya etkileri açısından detaylıca inceleyecek; afetleri jeolojik kökenli ve meteorolojik kökenli olarak sınıflandırarak sınav odaklı bir risk analizi sunacağız.

I. Jeolojik Kökenli Afetler: Deprem ve Tsunami

Türkiye'nin III. ve IV. Jeolojik zamanlarda geçirdiği yoğun tektonik hareketler, ülkeyi dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya Deprem Kuşağı üzerine yerleştirmiştir.

A. Deprem (Sismik Afet)

Deprem, Türkiye'deki doğal afetler arasında en büyük can ve mal kaybına neden olandır ve oluşum mekanizması tamamen İç Kuvvetler ile ilgilidir.

  1. Fay Hatları ve Risk Bölgeleri: Türkiye, üç ana fay sistemi üzerinde yer alır:

    • Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF): Marmara Denizi'nden başlayıp Saros Körfezi'ne kadar uzanır. Türkiye'nin en aktif ve en tehlikeli fay hatlarından biridir (Örn: 1999 Gölcük). Erzincan, Tokat, Düzce, İzmit, Adapazarı gibi şehirler bu hat üzerindedir.

    • Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF): Hatay'dan başlayıp Kahramanmaraş, Elazığ, Bingöl üzerinden KAF ile birleşir. Son yıllarda aktivitesi artmıştır (Örn: 2023 Kahramanmaraş).

    • Batı Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege Bölgesi'ndeki Horst-Graben sistemini oluşturan çok sayıda kısa ve parçalı faydan oluşur. İzmir, Manisa, Denizli gibi şehirler bu kuşak üzerindedir.

  2. Afet Risk Düzeyi: Türkiye'nin yüzölçümünün yaklaşık %96'sı deprem riski altındadır. En risksiz bölgeler ise genellikle eski masif (anakütle) arazilerin bulunduğu yerlerdir: Konya-Karaman çevresi (İç Anadolu Masifi), Mardin-Midyat çevresi (Güneydoğu Masifi) ve Yıldız Dağları'nın kuzey kısımları.

  3. Sonuçları: Depremler, genç tektonik ovalarda (Tektonik ovalar fay hatları üzerinde yer alır) nüfusun yoğunlaşması nedeniyle büyük felaketlere yol açar.

B. Tsunami

  • Oluşum: Depremin deniz tabanında meydana gelmesi sonucu oluşan büyük dalgalardır.

  • Risk: Türkiye, büyük okyanuslardaki gibi dev tsunamiler için uygun olmasa da, Marmara ve Akdeniz'de büyük depremlerin ardından lokal tsunamiler yaşanmıştır/yaşanabilir (Örn: 1999 İzmit Körfezi'nde ve Ege Denizi'nde).


II. Jeolojik ve İklimsel Kökenli Afetler: Heyelan ve Kaya Düşmesi

Bu afetler, yer şekillerinin eğimi, ana kayanın yapısı ve iklimin nem/yağış özellikleri birleşimi sonucu ortaya çıkar.

A. Heyelan (Toprak Kütle Hareketi)

Heyelan, toprağın kütlesel olarak eğim boyunca kaymasıdır. Oluşumunda hem iç (eğim) hem de dış (yağış) kuvvetler etkilidir.

  1. Oluşum Şartları (Üç Temel Neden):

    • Eğim: Arazinin çok eğimli olması (Dağlık bölgeler).

    • Killi Tabaka: Toprağın altındaki killi tabakanın suyla doygun hale gelerek kayganlaşması.

    • Aşırı Yağış/Kar Erimeleri: Toprağın suyla doymuş hale gelmesi (en önemli tetikleyici).

  2. Dağılımı (En Yoğun Bölge):

    • Heyelan riskinin en yüksek olduğu bölge Karadeniz Bölgesi'dir. Özellikle Doğu Karadeniz.

    • Neden: Kuzey Anadolu Dağları'nın eğimli olması, yıl boyu düzenli ve bol yağış alması ve arazide killi tabakaların bulunması.

  3. Risk Farkı: Heyelan genellikle ilkbaharda (kar erimeleri ve ilkbahar yağışları) en sık görülür.

B. Kaya Düşmesi

  • Oluşum: Dik ve sarp yamaçlarda, kayaçların fiziksel (donma-çözülme) veya kimyasal çözünme sonucu koparak aşağı yuvarlanması.

  • Dağılım: Toros Dağları (Karstik, çatlaklı yapılar) ve Doğu Anadolu'nun yüksek, dik yamaçlarında yaygındır.


III. İklimsel Kökenli Afetler: Erozyon, Sel ve Çığ

Bu afetler, atmosfer olayları (yağış, sıcaklık, rüzgar) ve bitki örtüsünün durumu ile doğrudan ilişkilidir.

A. Erozyon (Toprak Aşınımı ve Taşınması)

Erozyon, toprağın ince üst katmanının su (akarsu, sel) veya rüzgar ile taşınmasıdır. Türkiye'nin en büyük çevresel sorunu ve en yavaş gelişen afetidir.

  1. Su Erozyonu (En Yaygın): Bitki örtüsünün zayıf olduğu eğimli arazilerde, şiddetli yağmur veya sel suları toprağı götürür.

  2. Rüzgar Erozyonu: Bitki örtüsünün olmadığı düz arazilerde (platolar) ve kurak bölgelerde rüzgar toprağı taşır.

  3. Oluşum Şartları (Dört Temel Neden):

    • Kuraklık ve Düzensiz Yağış: Bitki örtüsünü zayıflatır.

    • Bitki Örtüsünün Tahribi (Antropojen Bozkır): Toprağı koruyan örtünün ortadan kalkması.

    • Nadas Uygulaması: Toprağın boş bırakılarak rüzgar ve suya maruz kalması.

    • Eğime Paralel Sürüm: Toprağın eğim yönünde sürülmesi.

  4. Dağılımı (En Yoğun Bölge):

    • Erozyon riskinin en yüksek olduğu bölgeler İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'dur.

    • Neden: Karasal iklim ve bitki örtüsü fakirliği (bozkır) ile eğime yanlış sürüm gibi beşeri faktörlerdir.

    • Fark: Erozyon ile mücadele, ağaçlandırma ve nadas yerine nöbetleşe ekim yöntemleriyle yapılır (TEMA).

B. Sel ve Taşkın

  • Oluşum: Şiddetli ve kısa süreli sağanak yağışlar veya hızlı kar erimeleri sonucu akarsu yataklarının su taşıma kapasitesinin aşılması.

  • Riskli Bölgeler:

    • Karadeniz: Özellikle yaz ve sonbahar aylarında şiddetli yağışlar nedeniyle akarsu taşmaları yaygındır.

    • Akdeniz: Kışın cephesel yağışların şiddetli olması ve karstik arazinin suyu hızlıca akarsulara yönlendirmesi nedeniyle sel görülür.

    • Kentsel Alanlar: Dere yataklarının doldurulup imara açılması, sel riskini beşeri olarak katlar (Örn: İstanbul'daki dereler).

C. Çığ

  • Oluşum: Dağlık ve kar yağışının fazla olduğu bölgelerde, biriken kar kütlesinin eğim ve ses/sarsıntı gibi tetikleyicilerle kayarak düşmesi.

  • Oluşum Şartları:

    1. Eğimin fazla olması (Dağlık arazi).

    2. Yeterli miktarda kar yağışı.

    3. Kar tabakaları arasında farklı yoğunluk katmanlarının bulunması.

  • Dağılımı (En Yoğun Bölge):

    • Çığ riskinin en yüksek olduğu bölge Doğu Anadolu Bölgesi'dir (Yüksek karasallık ve yüksek eğim). Hakkari, Van, Bitlis gibi iller yüksek risk altındadır.

    • Risk Dönemi: Genellikle kış sonu ve ilkbahar başıdır (kar kalınlığının zirvede olduğu ve sıcaklıkların artmaya başladığı dönem).


IV. Doğal Afetlerin Karşılaştırmalı Analizi ve Beşeri Etkileri

Afet TipiOluşum KökeniEn Riskli BölgeEn Riskli DönemEn Önemli Tetikleyici
DepremJeolojik (İç Kuvvet)Marmara, Ege, Doğu AnadoluYıl Boyu (7/24)Fay Hattı Aktivitesi
Erozyonİklimsel (Dış Kuvvet)İç Anadolu, GDAYaz Sonu (Kuraklık sonrası)Bitki Örtüsünün Tahribi
HeyelanJeolojik + İklimselDoğu KaradenizİlkbaharAşırı Yağış/Kar Erimeleri
ÇığİklimselDoğu AnadoluKış Sonu / İlkbaharKar Kalınlığı ve Eğim
SelİklimselKaradeniz, AkdenizSonbahar / KışŞiddetli Sağanak Yağışlar

Afet Yönetimi ve Önleyici Tedbirler

Afet yönetimi, zararları azaltmak için kritik öneme sahiptir. Türkiye'de afet riskini azaltmada atılacak adımlar şunlardır:

  1. Deprem: Fay hatlarına yakın alanlarda sağlam zeminli alanların tercih edilmesi, imar planlarının fay hatlarından uzak tutulması, yapı denetiminin güçlendirilmesi.

  2. Erozyon: Ağaçlandırma, bitki örtüsünü koruma, nadas yerine nöbetleşe ekim, tarlaları eğime dik sürme (Terracing).

  3. Heyelan: İstinat duvarları, drenaj kanalları açarak yer altı suyunun tahliyesi, riskli alanlarda yapılaşmanın yasaklanması.

  4. Çığ: Kar siperleri (Kar perdeleri) ve kar setleri inşa edilmesi, riskli yolların kontrollü patlatma ile temizlenmesi.

V. Sonuç: Risk Altındaki Bir Coğrafya

Türkiye'nin doğal afet potansiyeli, ülkenin aktif jeolojik ve meteorolojik sistemlerinin bir sonucudur. Deprem (İç Kuvvet) ve Erozyon (Dış Kuvvet) ülkenin en büyük ve en yaygın iki afeti olarak öne çıkar. Heyelan ve Çığ gibi afetler ise yüksek dağlık bölgelerdeki beşeri yaşamı tehdit eder.

KPSS Coğrafya'da doğal afet sorularına doğru cevap verebilmek için, afetlerin İç Kuvvet (Deprem) mi yoksa Dış Kuvvet (Erozyon, Sel) kaynaklı mı olduğunu ayırt etmek ve her bir afetin en yoğun görüldüğü bölgeyi (Erozyon İç Anadolu, Heyelan Karadeniz, Çığ Doğu Anadolu) oluşum mekanizmasıyla (iklim ve yer şekilleri) ilişkilendirmek hayati önem taşır. Bu kapsamlı analiz, Türkiye'nin afet risk haritasını net bir şekilde anlamanızı sağlayacaktır.

Yorumlar