KPSS 2026 Türkçe Konu Anlatımı Serisi - (Konu: 2/20) - 2 - Cümlede Anlam: Amaç-Sonuç, Neden-Sonuç, Koşul-Sonuç, Anlam İlişkileri, Kesin Yargı ve Cümle Yorumu Kapsamlı Ders Notları
Cümlede anlam, KPSS Türkçe'de Paragrafta Anlam konusunun hemen ardından gelen en kritik alandır. Bu bölümde, cümlelerin sadece yüzeydeki anlamlarını değil, aynı zamanda taşıdıkları neden-sonuç, amaç-sonuç, koşul-sonuç gibi mantıksal ilişkileri ve içerdiği duygu, düşünce ve kesin yargıları doğru analiz etmeniz beklenir. Bu ders notu, cümlede anlamın tüm bu inceliklerini detaylıca inceleyerek, her türden soruya tam hazırlık yapmanızı sağlayacaktır.
Cümlede Anlamın Temel Yapısı ve Mantıksal İlişkiler: KPSS İçin Neden-Sonuç, Amaç-Sonuç, Koşul-Sonuç ve Yorumlama Teknikleri Rehberi
Cümle, duygu ve düşüncelerimizi tam olarak ifade etmemizi sağlayan dilin en küçük bağımsız birimidir. Cümlede anlam soruları, öğrencilerin bu temel birimler arasındaki karmaşık mantık ve anlam ilişkilerini ne kadar iyi kavradığını ölçer. Sınavda başarılı olmak için, sadece cümlenin ne söylediğini değil, aynı zamanda ne amaçla, hangi gerekçeyle ve hangi şartla söylendiğini de anlamamız gerekir. Bu kılavuz, cümleleri analiz etme yeteneğinizi en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmıştır.
I. Cümleler Arasındaki Mantıksal İlişkiler
Türkçede cümleler, genellikle bir yargıyı veya eylemi, bir başka yargının nedeni, sonucu, amacı veya koşulu olarak ilişkilendirir. KPSS'de en çok karıştırılan ve sorulan ilişkiler bunlardır.
A. Neden-Sonuç (Gerekçe) İlişkisi
Bir eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümlelerdir. Cümlede belirtilen yargı gerçekleşmiştir ve bu yargının gerçekleşme sebebi bellidir.
İpucu: Cümleye "Niçin?" veya "Neden?" sorularını sorduğunuzda cevap alabiliyorsanız, bu bir neden-sonuç cümlesidir. Ayrıca bu cümlelerde genellikle "-dığı için, -den dolayı, -mekten ötürü, çünkü, zira" gibi bağlayıcı ifadeler kullanılır.
Örnekler ve Analiz:
DİKKAT: Neden-sonuç ilişkisinde hem neden hem de sonuç gerçekleşmiştir veya gerçekleşmektedir.
B. Amaç-Sonuç İlişkisi
Bir eylemin hangi amaçla (niyetle) yapıldığını bildiren cümlelerdir. Cümlede belirtilen yargının gerçekleşme amacı henüz gerçekleşmemiştir (amaç genellikle geleceğe yöneliktir).
İpucu: Cümleye "Hangi amaçla?" sorusunu sorduğunuzda cevap alabiliyorsanız, bu bir amaç-sonuç cümlesidir. Bu cümlelerde genellikle "-mek için, -mek üzere, diye" gibi bağlayıcı ifadeler kullanılır.
Örnekler ve Analiz:
Neden-Sonuç vs. Amaç-Sonuç Ayrımı: Ayırt etmek için temel yöntem: Bağlaç yerine "amacıyla" sözcüğünü getirin. Anlam bozuluyorsa amaç-sonuç, bozulmuyorsa neden-sonuçtur (genellikle bu taktik işe yarar):
Amaç-Sonuç: Sınavı kazanmak için çalışıyor. → Sınavı kazanmak amacıyla çalışıyor. (Uyumlu)
Neden-Sonuç: Çok çalıştığı için kazandı. → Çok çalıştığı amacıyla kazandı. (Uyumsuz)
C. Koşul-Sonuç (Şart) İlişkisi
Bir yargının veya eylemin gerçekleşmesinin, bir şarta bağlı olduğunu bildiren cümlelerdir. Yargının gerçekleşmesi, bir başka eylemin gerçekleşmesine bağlıdır.
İpucu: Bu cümlelerde genellikle "-se / -sa eki, -mek şartıyla, sürece, mi, ancak, yalnız, yeter ki" gibi bağlayıcı ifadeler kullanılır.
Örnekler ve Analiz:
DİKKAT: Koşul-sonuç ilişkisi, bir eylemin yapılmasının tek şartını veya alternatif şartlarını sunar.
D. Karşılaştırma İlişkisi
İki farklı varlık, kavram, olay veya durum arasındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya konulduğu cümlelerdir.
İpucu: Bu cümlelerde genellikle "daha, en, kadar, göre, gibi, oysa, aksine" gibi sözcükler kullanılır.
Örnekler:
İstanbul, Ankara'dan daha kalabalıktır. (Farklılık: Kalabalık olma)
Kışın Erzurum, İzmir'e göre çok daha soğuktur. (Farklılık: Soğukluk)
O, kardeşi kadar başarılı olamadı. (Benzerlik ve farklılık: Başarı seviyesi)
Yeni evimiz, eskisine oranla daha küçük. (Farklılık: Boyut)
Ahmet, sınıftaki en çalışkan öğrencidir. (Tüm sınıf ile Ahmet'i karşılaştırır.)
Roman, hikâye gibi kısa ve öz değildir. (Farklılık: Uzunluk)
Ben tatlı severim, oysa kardeşim tuzlu yiyecekleri tercih eder. (Farklılık: Tercih)
E. Açıklama İlişkisi (Açıklayıcı Cümleler)
Cümlede belirtilen bir yargının veya düşüncenin, bir başka yargıyla desteklendiği, anlamının derinleştirildiği veya örneklendirildiği cümlelerdir.
İpucu: Genellikle "yani, demek ki, başka bir deyişle, örneğin, çünkü" gibi bağlaçlarla kurulur. (Ancak "çünkü" nedeni de açıklayabilir, dikkatli olmak gerekir.)
Örnekler:
Kitap okumayı çok seviyor; özellikle polisiye romanlara bayılıyor.
Konuştuğumuz konu çok önemli, yani geleceğimizi ilgilendiriyor.
Örneğin, Sait Faik Abasıyanık, öykücülüğümüzün en önemli isimlerindendir.
Dilimize yerleşen yabancı sözcükler çok fazla, başka bir deyişle dilimiz yozlaşıyor.
O, çok vefalı bir insandır, zira eski dostlarını asla unutmaz.
II. Cümlelerin Anlam Özellikleri (İfade Edilen Duygu ve Düşünceler)
Cümleler sadece bilgi aktarmaz, aynı zamanda konuşmacının ya da yazarın duygu, düşünce ve bakış açısını da yansıtır.
A. Öznel ve Nesnel Yargılar
Öznel Yargı (Subjektif): Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, söyleyenin kendi duygu, düşünce veya yorumunu içeren yargılardır. Tartışmaya açıktır.
Örnekler:
"Türk edebiyatının en güzel romanı Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu'dur." (Kişisel beğeni içerir.)
"Yazar, sade ve akıcı bir dille okuyucuyu etkiliyor." (Yorum ve değerlendirme içerir.)
Nesnel Yargı (Objektif): Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, kanıtlanabilir, ölçülebilir yargılardır. Tartışmaya kapalıdır.
Örnekler:
"Türk alfabesi 29 harften oluşur." (Kanıtlanabilir bilgi.)
"Roman, 1922 yılında yayımlanmıştır." (Kanıtlanabilir bilgi.)
"Ülkemizin başkenti Ankara'dır." (Kanıtlanabilir bilgi.)
B. Tanım Cümleleri
Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu açıklayan, onu diğerlerinden ayıran temel özelliklerini belirten cümlelerdir.
İpucu: Tanım cümlesine "Bu nedir?" veya "Kimdir?" sorusu sorulduğunda cevap alınabilir. Genellikle "dır, -dir, -tır, -tir" ekleriyle veya "denir, adlandırılır" ifadeleriyle biter.
Örnekler:
Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan canlı bir sistemdir.
Roman, yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların anlatıldığı uzun soluklu edebi türdür.
Atasözleri, uzun gözlem ve deneyimler sonucu oluşmuş, öğüt veren kısa ve özlü sözlerdir.
İsim, canlı veya cansız varlıkları, duyguları, durumları karşılayan sözcük türüdür.
C. Eleştiri Cümleleri
Bir eserin, kişinin, olayın veya durumun olumlu veya olumsuz yönlerini belirterek yargıda bulunma işidir. Eleştiri, sadece olumsuz yargı değil, olumlu yargıyı da kapsar.
Örnekler:
Olumlu Eleştiri: Yazar, karmaşık konuları bile anlaşılır bir dille sunarak büyük başarı göstermiştir.
Olumsuz Eleştiri: Kitabın son bölümünde olaylar aceleyle bağlanmış, bu da okuyucuyu tatmin etmemiştir.
Kararsız Eleştiri: Konu seçimi yerinde olsa da, karakterlerin derinliği okuyucuyu yakalayamamıştır.
D. Değerlendirme Cümleleri
Bir eserin, olayın veya kişinin, belirli bir ölçüt ışığında yeniden incelenerek bir değer biçilmesi veya hüküm verilmesidir. Eleştiriye çok yakındır ancak değerlendirme, genellikle sonuç odaklı ve genel bir hükümdür.
Örnekler:
Sait Faik Abasıyanık, Türk öykücülüğünün en önemli temsilcisidir. (Genel bir değer hükmü.)
Bu film, yılın en çok izlenen ve en başarılı yapımı olmayı başardı. (Belirli ölçütlere göre hüküm.)
Bu proje, bütçemizin çok üzerinde bir maliyet çıkardığı için askıya alınmıştır. (Maliyet ölçütüne göre hüküm.)
E. Çıkarım Cümleleri
Bir durumdan veya gözlemden yola çıkarak, onunla ilgili henüz bilinmeyen bir başka durumu tahmin etme veya mantıksal bir sonuca ulaşma işidir.
Örnekler:
Bu kadar hızlı koştuğuna göre, antrenmanları ihmal etmiyor olmalı. (Hızlı koşma durumundan, antrenman yapıldığı sonucuna ulaşma.)
Evlerin ışıkları yanmıyor, demek ki herkes tatile çıkmış. (Işıkların yanmamasından, tatil sonucuna ulaşma.)
Onun gözlerindeki ışıltı, işinde ne kadar başarılı olduğunun kanıtıydı. (Işıltıdan, başarı sonucuna ulaşma.)
F. Tahmin, Varsayım, Olasılık, Kuşku ve Kanıksama Cümleleri
Bu ifadeler, yazarın veya konuşmacının olaylara olan yaklaşımını ve kesinlik derecesini gösterir.
Tahmin: Akla, sezgiye, deneyime ya da bazı verilere dayanarak bir olayın nasıl sonuçlanacağını söylemektir.
Bu hızla gidersek, akşama varmış oluruz.
Sanırım bu işin üstesinden gelebilecek gibi duruyor.
Varsayım: Gerçekte öyle olmasa bile, geçici olarak bir durumun veya olayın öyle olduğunu kabul etmektir. Genellikle ispatlanmamış bir durumu geçici olarak doğru kabul eder.
İpucu: "Diyelim ki, tut ki, kabul et ki, farz et ki" gibi ifadeler kullanılır.
Örnekler:
Diyelim ki sınavı kazandın, şimdi ne yapacaksın? (Kazanıp kazanmadığı belli değil.)
Farz et ki treni kaçırdın, bu durumda ne yapardın?
Olasılık (İhtimal): Bir olayın gerçekleşme şansının olduğunu, kesin olmadığını bildiren cümlelerdir.
İpucu: "Belki, galiba, sanırım, olabilir, herhalde" gibi sözcükler kullanılır.
Örnekler:
Hava yarın belki açar.
Kapıyı çalan galiba bizim komşuydu.
Bu kadar büyük bir hatayı yapmış olabilir.
Kuşku (Şüphe): Bir durumun doğru olup olmadığına dair duyulan tereddüdü, güvensizliği belirten cümlelerdir. Olasılıkla karıştırılmamalıdır; kuşku, olayın doğruluğuna güvensizliktir.
Örnekler:
Sözlerinin doğruluğundan emin değilim.
Bize anlattıkları gerçek miydi, yoksa uydurma mıydı?
Bu işi onun yapabileceği şüpheli.
Kanıksama: Bir durumun, olayın, başlangıçta rahatsız edici veya şaşırtıcı olsa bile, zamanla alışıldığı ve normal kabul edildiği anlamına gelen ifadelerdir.
Örnekler:
Başlangıçta gürültüden şikâyet ediyordu, şimdi artık kanıksadı.
Art arda gelen zamlara artık şaşırmıyor, normal karşılıyoruz.
G. Ön Yargı (Peşin Hüküm), Pişmanlık ve Hayıflanma Cümleleri
Ön Yargı (Peşin Hüküm): Bir kişi, olay veya durum hakkında, henüz görmeden, yaşamadan veya iyice tanımadan verilen olumlu veya olumsuz yargılardır.
Örnekler:
Eminim ki bu proje de başarısız olacak. (Olumsuz ön yargı)
O gelirse kesinlikle her şeyi yoluna koyarız. (Olumlu ön yargı)
Pişmanlık: Yapılan bir eylemden veya verilen bir karardan sonra, duyulan üzüntü ve keşke duygusudur. (Yapılan bir şeyin sonucu.)
Örnekler:
Keşke o sözleri söylemeseydim.
O fırsatı kaçırdığım için çok pişmanım.
Hayıflanma: Yapılmayan bir eylemden veya kaçırılan bir fırsattan dolayı duyulan üzüntü ve keşkelerdir. (Yapılmayan bir şeyin sonucu.)
Örnekler:
Ah, gençliğimde o kitabı okumak varmış.
Keşke o yıllarda bu şehre taşınsaydım.
H. Öneri (Tavsiye) ve Uyarı Cümleleri
Öneri (Tavsiye): Bir sorunun çözülmesi veya bir durumun iyileştirilmesi için sunulan düşünceler, tekliflerdir.
Örnekler:
Sınava hazırlanırken bol bol deneme çözmelisin.
Konulara çalışırken not almayı deneyebilirsiniz.
Uyarı: Bir tehlikeye, hataya veya olumsuz duruma karşı dikkat çekmek, olası kötü sonuçlardan sakınmaya çağırmaktır.
Örnekler:
Oraya giderken dikkatli ol, yollar buzlu olabilir.
Sözlerine dikkat etmelisin, insanları kırabilirsin.
I. Sitem ve Yakınma Cümleleri
Sitem: Bir kişinin, yaptığı bir davranıştan dolayı yüzüne karşı duyulan kırgınlığın dile getirilmesidir.
Örnekler:
Bizi hiç arayıp sormaman beni çok üzdü.
Geldiğinde bize uğramadan gitmene kırıldım.
Yakınma (Şikâyet): Bir durumdan veya kişiden duyulan rahatsızlığın, o kişinin gıyabında (başka birine) dile getirilmesidir.
Örnekler:
Bizi hiç arayıp sormaması ne kadar ayıp bir şey. (Başkasına anlatılıyor.)
Bu sıcak havada çalışmak ne zor! (Durumdan şikâyet.)
III. Cümle Yorumu ve Kesin Yargı Çıkarma
KPSS'de en zorlayıcı soru tiplerinden biri, verilen bir cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargıyı bulmaktır. Bu tür sorularda yorumdan kaçınmak ve sadece cümlenin doğrudan ifade ettiği bilgileri dikkate almak gerekir.
A. Kesin Yargı Çıkarma İpuçları
Yorumdan Kaçın: Verilen cümle ne kadar yoruma açık görünse de, siz sadece cümledeki kelimelerin ifade ettiği temel bilgiyi alın.
Kıyaslamaya Dikkat: Cümlede "en, daha, kadar, ilk, son" gibi kıyaslama sözcükleri varsa, çıkarılacak kesin yargı bu kıyaslamayı içermelidir.
Örnek: "Türkiye, bu yıl elektrikli araç satışlarında geçen yıla göre %50 artış sağladı."
Kesin Yargı: Türkiye'de elektrikli araç satışı geçen yıl da yapılmıştır.
Kesin Olmayan Yargı: Elektrikli araç satışının artması ekonomik refahın göstergesidir. (Yorum)
Zaman ve Yer Belirleyiciler: Cümlede geçen zaman ve yer belirten ifadeler, kesin yargıların temelini oluşturur.
Örnek: "Sanatçı, ilk sergisini 1990'da İstanbul'da açtı."
Kesin Yargı: Sanatçının bu sergiden önce açtığı bir sergi yoktur.
Sadece Verilen Bilgi: Kesin yargı, cümlenin dışına taşmayan, cümlede örtülü olarak bile olsa yer alan bilgiyi ifade etmelidir.
B. Örtülü Anlam ve Vurgu
Örtülü Anlam: Cümlenin açıkça ifade etmediği ancak bağlamdan kolayca anlaşılan, genellikle "de, bile, dahi, dahi, sadece, sadece" gibi edatlarla veya zarflarla sağlanan anlamdır.
Örnek: "Dün akşam da sinemaya gittik."
Örtülü Anlam: Dünden önceki günlerde de sinemaya gidilmiştir. (Yineleme anlamı)
Örnek: "Sadece sen benim ne hissettiğimi anlarsın."
Örtülü Anlam: Başka hiç kimse ne hissettiğimi anlamaz. (Sınırlama anlamı)
Vurgu: Cümlede anlamın yoğunlaştığı ögedir. Türkçede vurgu, genellikle yüklemden hemen önceki öge üzerindedir. (İsim cümlelerinde ise yüklemin kendisindedir.)
Örnek: Topu Ali attı. (Vurgu, işi yapan özne üzerindedir.)
Örnek: Ali topu duvara attı. (Vurgu, eylemin yapıldığı yer olan dolaylı tümleç üzerindedir.)
Örnek: Ali topu duvara hızlıca attı. (Vurgu, eylemin nasıl yapıldığı olan zarf tümleci üzerindedir.)
Soru Cümlelerinde: Vurgu, soru sözcüğündedir. (Nereye gidiyorsun?)
"-Mı" ile Sağlanan Soru Cümlelerinde: Vurgu, "-mı" edatından hemen önceki sözcüktedir. (Sen mi Ali'yi gördün?)
IV. Örnek KPSS Tipi Çözümlü Sorular
Soru 1: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir eylemin amacı bildirilmiştir? A) Yağmur yağdığından yollar çamurlanmıştı. B) Sabah erken kalkmak üzere alarm kurdu. C) Sözlerini dinlemediği için ona kırılmıştı. D) Başarılı olduysa çok çalışmasından dolayıdır. E) Okuldan çıktı, çünkü arkadaşlarıyla buluşacaktı.
Çözüm: A, C, D seçeneklerinde eylemlerin nedenleri belirtilmiştir (Yağmur yağması, dinlememe, çok çalışma). E seçeneğinde de arkadaşlarıyla buluşacak olması, okuldan çıkma eyleminin gerekçesidir (neden). B seçeneğinde ise alarm kurma eyleminin niyeti (amacı) "sabah erken kalkmak" olarak verilmiştir. (Erken kalkmak amacıyla alarm kurdu.) Doğru Cevap: B
Soru 2: Aşağıdaki cümlelerden hangisinde ön yargı söz konusudur? A) Keşke onunla tanışma fırsatım olsaydı. B) Bu film geçen yılın en iyi yapımı olmayı başardı. C) Göreceksiniz, bu yıl da sınavı kazanamayacak. D) O kadar yorgun görünüyordu ki hemen uyuyakaldı. E) Ona kırgın olmamın nedeni, beni aramamasıydı.
Çözüm: Ön yargı, bir durum veya kişi hakkında önceden, kesinlik bildiren olumlu veya olumsuz yargıdır. A) Hayıflanma içerir. B) Değerlendirme içerir (geçmişe dönük bir sonuç). C) "Göreceksiniz, bu yıl da sınavı kazanamayacak" ifadesi, kişinin durumunu önceden ve olumsuz olarak yargılamaktadır. (Peşin hüküm). D) Gözlem sonucu çıkarım içerir. E) Neden-sonuç ilişkisi ve sitem (veya yakınma) içerir. Doğru Cevap: C
Soru 3: "Yazar, romanının son bölümünde okuyucuyu şaşırtarak bir ilke imza atmıştır." cümlesinden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazar, okuyucuyu şaşırtmak için büyük çaba göstermiştir. B) Romanın sonu beklenmedik bir şekilde bitmiştir. C) Okuyucu, romanın sonundan memnun kalmamıştır. D) Yazar, bu romandan önce de eserler vermiştir. E) Romanın son bölümünde okuyucuyu şaşırtan olay, edebiyat tarihinde daha önce görülmemiştir.
Çözüm: Cümlenin ana bilgisi, yazarın bu romanla **"bir ilke imza attığı"**dır. "İlke imza atmak" demek, daha önce yapılmamış bir şeyi yapmak demektir. A) Çaba gösterme bir yorumdur. B) Beklenmedik bitme, şaşırtmanın sonucudur, ilke imza atma bilgisini karşılamaz. C) Memnun kalıp kalmama cümlede yoktur (yorum). D) Yazarın daha önce eser verip vermediği bilgisi bu cümleden kesinlikle çıkarılamaz. E) "Bir ilke imza atmıştır" ifadesi, romanın son bölümündeki şaşırtıcı olayın daha önce görülmemiş olduğu yargısını kesin olarak ortaya koyar. Doğru Cevap: E
Soru 4: Aşağıdaki cümlelerden hangisinde diğerlerinden farklı bir anlam ilişkisi vardır? A) Buraya gelmesi için çok yalvardık. B) Seni görmediğinden üzülüyordu. C) Güneşlenmek üzere sahile indi. D) Sınavı geçmek amacıyla gece gündüz çalıştı. E) Bana haber vermek için kapımı çaldı.
Çözüm: A) Buraya gelmesi amacıyla çok yalvardık. (Amaç-sonuç) B) Seni görmediği amacıyla üzülüyordu. (Anlamsız, neden-sonuç: Seni görmediği için üzülüyordu.) C) Güneşlenmek amacıyla sahile indi. (Amaç-sonuç) D) Sınavı geçmek amacıyla çalıştı. (Amaç-sonuç) E) Bana haber vermek amacıyla kapımı çaldı. (Amaç-sonuç) B seçeneği, diğerlerinden farklı olarak neden-sonuç ilişkisi bildirmektedir. Doğru Cevap: B
Soru 5: "Bu kadar uğraşmana rağmen bir sonuca ulaşamayacaksın." cümlesiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Sitem bildiren bir cümledir. B) Pişmanlık duygusu ifade edilmiştir. C) Olumlu bir ön yargı içermektedir. D) Kanıksama duygusu dile getirilmiştir. E) Olumsuz bir ön yargı (peşin hüküm) belirtilmiştir.
Çözüm: Cümle, kişinin uğraşlarına rağmen bir sonuca ulaşamayacağını daha iş bitmeden kesin bir dille iddia etmektedir. Bu, bir durum hakkında henüz sonuçlanmadan verilen olumsuz bir peşin hükümdür. A) Sitem, yapılan bir davranıştan duyulan kırgınlıktır. B) Pişmanlık, eylem gerçekleştikten sonra duyulur. C) Yargı olumsuz olduğundan olumlu ön yargı olamaz. D) Kanıksama, alışma durumudur. E) Cümle, henüz gerçekleşmemiş bir başarısızlığı iddia ederek olumsuz ön yargı (peşin hüküm) içermektedir. Doğru Cevap: E

Yorumlar
Yorum Gönder