4: Temel Hak ve Özgürlükler
Bu bölümde, hakların anayasal felsefesini oluşturan sınıflandırmayı (Kişi, Sosyal ve Siyasi Haklar) inceleyecek; Anayasa'nın Madde 13'te belirtilen temel hakların sınırlandırılması rejimini ve Olağanüstü Hâl (OHAL) dönemlerinde bu hakların kullanımının nasıl etkilendiğini detaylandıracağız.
I. Temel Hak ve Özgürlüklerin Anayasal Sınıflandırılması
1982 Anayasası, temel hak ve hürriyetleri, niteliklerine göre üç ana başlık altında toplar. Bu sınıflandırma, Alman Anayasa Hukukçusu Georg Jellinek'in "Statü Teorisi"ne dayanır ve her bir grup, devletten farklı bir tutum talep eder.
A. Kişi Hak ve Ödevleri (Negatif Statü Hakları)
Bu haklar, bireyi devletin müdahalelerine karşı koruyan haklardır. Devletten, bu alana müdahale etmemesi (negatif bir tutum sergilemesi) istenir.
B. Sosyal ve Ekonomik Haklar (Pozitif Statü Hakları)
Bu haklar, bireyin insanca yaşayabilmesi için devletten yardım ve hizmet talep ettiği haklardır. Devletin bu hakları sağlamak için aktif rol alması (pozitif bir tutum sergilemesi) beklenir.
C. Siyasi Haklar ve Ödevler (Aktif Statü Hakları)
Bu haklar, bireyin devlet yönetimine katılması (aktif rol oynaması) için sahip olduğu yetkilerdir. Vatandaşlık bağı ile sıkı sıkıya bağlıdır.
II. Temel Hakların Sınırlandırılması Rejimi (Madde 13)
1982 Anayasası, hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını katı kurallara bağlamıştır. Bu kuralların her biri, hukuk devletinin temel gereğidir.
A. Sınırlandırmanın Şartları (Anayasa Madde 13)
Haklar, şu dört temel şarta uygun olarak sınırlandırılabilir:
1. Kanunla Sınırlandırma
Kural: Temel hak ve özgürlükler, ancak kanunla sınırlandırılabilir. (Yürütmenin düzenleyici işlemleriyle değil, TBMM tarafından çıkarılan kanunla.)
Önem: Bu, yürütmenin keyfiliğini önler ve yasama organının yetkisini pekiştirir.
2. Anayasanın İlgili Maddesinde Belirtilen Özel Sınırlama Sebebi
Kural: Haklar, sadece o hakkın düzenlendiği Anayasa maddesinde belirtilen sınırlama sebepleri (Örn: milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık, genel ahlak) nedeniyle sınırlandırılabilir.
Örnek: Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, "milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın korunması" sebepleriyle sınırlanabilir.
3. Sınırlandırmanın Ölçülülük İlkesine Uygunluğu
Kural: Sınırlandırmada kullanılan araçlar, ulaşılmak istenen amaçla orantılı olmalıdır. Bu ilke üç alt unsuru içerir:
Elverişlilik: Kısıtlayıcı önlem, amacı gerçekleştirmeye uygun olmalıdır.
Gereklilik: Amaç, daha az kısıtlayıcı bir önlemle gerçekleştirilebiliyorsa, en az kısıtlayıcı önlem seçilmelidir.
Orantılılık: Kısıtlama ile elde edilecek fayda, bireyin kaybettiği haktan daha ağır basmalıdır.
4. Hakkın Özüne Dokunmama Yasağı
Kural: Temel hak ve hürriyetlerin özü, yani o hakkın varlık nedeni, sınırlandırılamaz. Sınırlandırma, hakkı kullanılamaz hale getirmemelidir. (Örn: Düşünce özgürlüğünü sınırlandırırken, hiç düşünce açıklanamaz hale getirilemez.)
B. Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı (Madde 14)
Kural: Anayasada yer alan hak ve hürriyetler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, laik ve demokratik Cumhuriyete karşı kullanılamaz.
Yaptırım: Bir hakkı bu amaçlarla kullananlar, hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı davranmış olurlar ve hukuki/cezai sorumlulukları doğar.
III. Olağanüstü Hâl (OHAL) Dönemlerinde Hakların Kullanımı
Olağanüstü Hâl, Anayasa'nın izin verdiği, devletin ciddi tehditlerle karşılaştığı dönemlerdir. Bu dönemlerde dahi temel hakların tümüyle ortadan kalkması söz konusu olamaz.
A. Olağanüstü Hâl İlanı ve Süresi
Sebep: Savaş, seferberlik, ayaklanma, şiddet olaylarının yaygınlaşması, tabii afet, ağır ekonomik bunalım, kamu düzeninin ciddi biçimde bozulması.
Yetki: Cumhurbaşkanı, gerekli gördüğü illerde veya ülkenin tamamında en fazla altı aylığına OHAL ilan edebilir.
Onay: İlan edilen OHAL kararı hemen TBMM onayına sunulur. Meclis, süreyi onaylayabilir, kısaltabilir veya kaldırabilir.
Uzatma: TBMM, OHAL süresini her seferinde en fazla dört ayı geçmemek üzere uzatabilir. (Uluslararası yükümlülükler gereği savaş hallerinde bu dört ay şartı aranmaz.)
B. OHAL Döneminde Hakların Durumu (Madde 15)
OHAL dönemlerinde hakların sınırlandırılması rejimi, Madde 13'ten farklı olarak daha esnektir, ancak bazı çekirdek haklar dokunulmazdır:
1. Durdurulabilme ve İstisna Getirilebilme
OHAL dönemlerinde, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
2. Çekirdek Haklar (Dokunulmaz Çekirdek Alan)
OHAL'de dahi dokunulması yasaklanan, durdurulamayan haklardır. Bu haklar, devletin her koşulda saygı göstermesi gereken en temel insanlık değerleridir:
Yaşama Hakkı: İnsanın maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı.
Maddi ve Manevi Bütünlüğe Dokunulmama: Hiç kimsenin işkence ve eziyete tabi tutulamaması.
Din, Vicdan, Düşünce ve Kanaat Açıklama Zorunluluğu: Kimsenin din, vicdan, düşünce ve kanaatini açıklamaya zorlanamaması.
Suç ve Cezanın Geçmişe Yürütülmemesi: Suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin korunması.
Masumiyet Karinesi: Suçluluğu mahkeme kararıyla kesinleşene kadar kimsenin suçlu sayılamaması.
KPSS Notu: Çekirdek haklar, sadece OHAL'de değil, savaş, seferberlik gibi durumlarda dahi dokunulmazdır.
IV. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Hakların Üstünlüğü
Türkiye, AİHS'ye taraftır ve bu sözleşmenin hükümleri, iç hukukun bir parçasıdır.
A. Uluslararası Sözleşmelerin Hukuktaki Yeri
Anayasa Madde 90: Usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar, kanun hükmündedir.
Temel Haklar Karşısındaki Üstünlük: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalar ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda, uluslararası antlaşma hükümleri esas alınır (Uluslararası sözleşmeler kanunlardan üstündür). Bu kural, 2004 Anayasa değişikliği ile getirilmiştir.
B. Hak Arama Özgürlüğü ve Bireysel Başvuru
Bireysel Başvuru Hakkı: 2010 Anayasa değişikliği ile kabul edilen bu hak, kişilere Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) doğrudan başvurma imkanı tanımıştır.
Amaç: Bireylere, temel haklarının ihlal edilmesi durumunda, iç hukuk yollarının tamamlanmasından sonra AYM'ye başvurma imkanı sağlamaktır.
AİHM: İç hukuk yollarının tüketilmesi ve AYM'ye başvuru dahil tüm hukuki sürecin tamamlanmasından sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulabilir.

Yorumlar
Yorum Gönder