MİLLİ
MÜCADELE DÖNEMİ AKTÖRLERİ
Rauf (Orbay)Bey
31 Mart Ayaklanması sebebiyle
İstanbul’a gelen Hareket Ordusu'nun faaliyetlerine katıldı.
Bu harekât sırasında Mustafa Kemal ve İsmet Bey ile
tanıştı.
Brest Litowsk Barış Konferansı'nda Deniz Kuvvetleri delegesi olarak
Osmanlı'yı temsil etti. Trablusgarp ve Balkan Savaşları'nda
gösterdiği başarıdan ötürü "Hamidiye Kahramanı" olarak tanındı.
Amasya
Genelgesi’nin hazırlayıcıları arasındadır. Erzurum Kongresi’ne Mustafa Kemal’le
birlikte katılmıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin Mustafa Kemal’in vekili
gibi değerlendirilmiştir. Mecliste Felah-ı Vatan grubunun kurulmasına önderlik etti.Misak-ı Milli kararları sonrası tutuklanmış ve Malta’ya sürgüne
gönderilmiştir. Rauf Bey, Malta'da 20 ay süren tutuklu kaldıktan sonra İnebolu'da Binbaşı
Rawlinson'la karşılıklı değiştirildi.
Kurtuluş
Savaşı sırasında 12 Temmuz 1922-4 Ağustos 1923 tarihleri arasında Türkiye'nin
başvekilliğini üstlendi; İsmet Paşa ve Fevzi Paşa'dan sonra
Türkiye'nin üçüncü başbakanıdır.
Lozan Anlaşması’nın imzalanmasından sonra Rauf Bey başbakanlıktan istifa
etti. Cumhuriyet’in ilanı ve Halifeliğin
kaldırılmasından sonra Mustafa Kemal’le ayrışmaya başlamıştır.Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası'nın kurucularındadır. İzmir Suikastı davasında idamla yargılanmış, on yıla mahkûm edilmiştir.
1939'da
politikaya dönen Orbay, Kastamonu mebusluğu ve Londra büyükelçiliği
yapmıştır.
Rauf Orbay’ın Hatıraları, Cehennem Değirmeni - Siyasî Hatıralarım adıyla
yayınlanmıştır.
Refet(Bele) Bey
İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi oldu. İttihat ve
Terakki’nin kurucularından Talat Paşa'nın en yakın arkadaşlarındandı.
31 Mart İsyanı'ndan sonra toplanan
İttihat ve Terakki Kongresi'nde cemiyetin siyasi parti haline gelmesi ve
askerin politikadan çekilmesi gerektiğini savunan Mustafa
Kemal'i destekledi.
İstanbul’da Milli Mücadele ile ilgili toplantılarda
değişik alternatifler çıkmasına rağmen
Anadolu'daki gücün başına Mustafa Kemal Paşa'nın geçmesini önerip ısrar
eden kişidir.
Gediz
Muharebesinden sonra Batı Cephesi ikiye ayrıldığında Güney bölümünün başına atandı ve Nazilli
Komutanı Servet Bey" kod adı ile Nazilli'ye yerleşti.
İçişleri ve Milli Savunma
Bakanlıkları görevlerinde bulundu. Bakanlıktan ayrıldıktan sonra Hilâl-i Ahmer (Türk Kızılay Derneği) Başkanlığı'nı üstlendi.
Mudanya
Ateşkesi gereği Trakya topraklarının teslimi yapılırken Türkiye'yi temsil edecek
kişi olarak Mustafa Kemal'in isteği ile Refet Paşa görevlendirildi. Kurtuluş Savaşı'nı sonlandıran Mudanya Ateşkesi'nin imzalanmasından sonra Ankara Hükümeti'nin İstanbul'daki
temsilcisi sıfatıyla Saltanatın kaldırıldığını Sultan Vahdettin'e tebliğ eden kişidir.
4
Kasım 1922'de İstanbul'un idaresine TBMM namına el koyan,
Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılışından sonra Abdülmecid Efendi ile görüşen ve TBMM
tarafından halife seçilmesi üzerine ona uyması gereken şartları tebliğ eden
kişidir.Halife Abdülmecid'e aşırı saygı göstermesi ve Konya adında bir at hediye etmesi Mustafa Kemal'i rahatsız etti. Bu
olaydan hemen sonra İstanbul'daki görevine son
verildi.
Cumhuriyet
döneminde Mustafa Kemal Paşa ile görüş ayrılıklarına
düşmüştür. Türkiye'nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucuları arasına yer almıştır.
İzmir suikastı sanıklarındandır.
Suikast girişimi nedeniyle yargılanıp beraat etmiştir.
Terakkiperver
Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kurucularından olup Mustafa Kemal Atatürk'ün
sağlığında tekrar milletvekili olabilen iki kişiden biridir (diğeri Ali Fuat Paşa).
Birleşmiş Milletler
Ortadoğu Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı Türkiye Delegeliğine atandı. 1950 - 1961 tarihinde bu görevde kaldı. Lübnan'da "El Pasha"
lakabı ile tanındı.
Kazım Karabekir Paşa
İttihat
ve Terakki İstanbul örgütünün kurulmasında görev aldı.
Çanakkale
Cephesi’ndeki başarılarından dolayı “Alçıtepe Kahramanı" namıyla tanınır
2
Mart 1919 tarihinde Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanlığı'na atandı. İstiklal Savaşı'nı başlatan komutanların arasında ilk Anadolu'ya geçen oldu. 19 Nisan
1919'da Trabzon'a geldi Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklamasını emreden telgrafa
rağmen “Ben ve kolordum emrinizdedir
Paşam!” diyerek
destek ve moral verdi. Erzurum Kongresi'nin düzenlenebilmesi
için büyük gayret gösterdi ve askeri güvenliği sağladı.
Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'u Eylül 1920'de kurtarıp, Türkiye'nin doğu sınırlarında Misak-ı Milli'yi gerçekleştirilmesini
sağladı. Ermeni
ayaklanmaları ve savaşlar sırasında sahipsiz kalan 2 bini kız 6 bin yetime
babalık etti. Karabekir, o gençleri eğitti ve Gürbüzler Ordusu olarak
Padişah’ın ordusuna dahil etti. Bundan dolayı "Yetimler Babası"
olarak da anıldı.
3
Aralık 1920 tarihinde Ermenistan ile Gümrü Antlaşmasını imzaladı. Sovyet Rusya ve Kafkasya hükümetleriyle
Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü.
İstiklal
Marşı yazım yarışmasına yazdığı bir şiirle katılmıştır.
7
Şubat 1923 tarihinde Türkiye'de ilk defa
toplanan İzmir İktisat Kongresine başkanlık yaptı.
17
Kasım'da Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucuları arasında yer aldı ve bir süre sonra da bu partinin genel
başkanı oldu.
1926'da
Mustafa Kemal'e düzenlenen İzmir suikastı girişimi ile ilgili olarak tutuklandı ve İstiklal Mahkemesi'nde idam ile yargılandıysa da beraat etti.
1946 tarihinde yapılan TBMM başkanlık
seçimlerinde Meclis Başkanı seçildi.
2010
yılın başında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ Kâzım Karabekir'in ölüm yıl dönümünü ilk kez andı.
Önemli Eserleri : İstiklal Harbimiz , Paşaların Kavgası
Ali Fuat(Cebesoy) Paşa
Mustafa Kemal Atatürk ile Harp Okulu yıllarında sınıf arkadaşı idi. Bu
nedenle bazen hafta sonları Mustafa Kemal Ali Fuat Paşalara gelirdi.
Sivas Kongresi sonrasında, Batı Cephesi
Umum Kuva-yi Milliye komutanı olarak görevlendirildi. Gediz
Muharebesinden sonra Batı Cephesi komutanlığından alındı.
Kurtuluş
Savaşı yıllarında üstlendiği Moskova Büyükelçiliği görevini yürüttü.16 Mart
1921 tarihinde TBMM elçisi olarak Sovyetler Birliği ile Türkiye'nin kuzeydoğu sınırlarını belirleyen Moskova Antlaşması'nı imzaladı;
1922 yılında
TBMM Başkanlığını yaptı.
Türkiye'nin
ilk muhalefet partisi olan Fırkasının kurucularından
birisi oldu. İzmir Suikastı sanığı olarak Orgeneral rütbesindeyken İstiklal Mahkemeleri tarafından yargılandı.
1931'de
siyasete dönerek TBMM başkanlığı görevini
üstlendi.
(Fırkasının
kurucularından olup Atatürk’ün sağlığında milletvekili olan İki kişiden biri)
diğeri Refet Bey
İsmet İnönü
I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde Kolordu Komutanı
olarak, Mustafa Kemal Paşa ile
birlikte çalıştı.
Filistin Cephesi'ne
atandı. Bu sırada 7. Ordu'nun komutanlığını üstlenen Mustafa Kemal Paşa ile
yeniden yakın ilişki içinde oldu. Ancak Megiddo Muharebesi (Nablus
Yenilgisi) sırasında yaralanınca İstanbul'a gönderildi.
İlk kez 8 Ocak 1920 tarihinde Ankara'ya gitti sonra İstanbul’a dönmüşse de 9 Nisan 1920
tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın çağrısı üzerine tekrar Ankara'ya döndü ve
İstanbul ile bütün resmî bağlarını kopardı.
I. ve
II. İnönü Savaşları ile Kütahya Eskişehir Savaşlarında Batı Cephesi komutanlığı
yapmıştır. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nde aldığı yenilgi
üzerine TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevinden azledildi.
Mudanya ve Lozan Antlaşması'nı imzalamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonraki
Türkiye'nin ilk başbakanıdır.
6
Mart 1925 tarihinde Takrir-i Sükun Kanunu'nu yürürlüğe sokarak İstiklâl Mahkemeleri'nin tekrar kurulmasını gerçekleştirdi.
Birçok
defa başbakanlık görevini üstlenmiştir. 1925-1937 yılları arasında 12 yıllık
kesintisiz başbakanlık süresi olmakla birlikte, toplam 17 yıl 11ay ile
Türkiye'de cumhuriyet tarihinin en uzun süreli başbakanlık yapmış kişisidir.
CHP Kurultayı tarafından kendisine "Milli Şef"
unvanı verilmiştir. Atatürk’ün ölümünden sonra CHP Genel Başkanlığı ve
Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir.
II.Dünya
Savaşı sırasında Cumhurbaşkanlığını yürüterek ülkeyi savaş dışında tutmayı
başarmıştır.
Ayrıca
cumhurbaşkanlığı döneminde müziğe özel yeteneği olan küçük yaştaki çocukların
bu konuda iyi bir eğitim almasını sağlamak için çıkardığı Harika Çocuklar Yasası ile İdil Biret ve Suna Kan gibi sanatçıların
yetişmesinde önemli rolü olmuştur
1973’te Pembe Köşk'te
vefat etti. Devlet töreni ile Anıtkabir'de toprağa verildi.
Ali Fethi(Okyar)
1913'te Sofya Elçisi
oldu. Aynı dönemde askeri ataşe olarak Sofya'da bulunan Mustafa Kemal'le
dostluğu burada pekişti. 1918 tarihinde İstanbul’da
Mustafa Kemal ile birlikte Minber gazetesini çıkardı. Yaşamı boyunca Mustafa Kemal Atatürk'ün en
yakın kişisel arkadaşlarından biri olmuştur. Siyasi kariyeri boyunca Mustafa
Kemal'e ters düşmemeyi başardı.
Cumhuriyetin
ilanından sonra ilk TBMM başkanlığı
yapmıştır.
1924-25 yılları arasında Başbakanlık yapmış ancak Şeyh Sait
İsyanından sonra başbakanlıktan istifa etmiştir.
Fevzi Paşa(Çakmak)
Türkiye'nin Mustafa Kemal Atatürk'ten sonraki ikinci mareşali, ilk Milli Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyet dönemindeki ilk genelkurmay başkanıdır.
I. Dünya Savaşı'nda
Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde savaştı
Osmanlı
Harbiye Nazırlığı sırasında Anadolu'daki milli kurtuluş hareketine silah ve
cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi. Fevzi
Paşa, 27 Nisan 1920'de Ankara'ya geçti. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından
törenle karşılandı.
1920'de Milli Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı)
getirildi. 1921'de Mustafa Kemal Paşa'nın
İcra Vekilleri Heyeti Reisliğinden ayrılması üzerine, Milli Müdafaa Vekilliği
üzerinde kalmak kaydıyla İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi.
Kütahya-Eskişehir
Muharebeleri'nde İsmet Paşa komutasındaki
Batı Cephesi ordularının mağlup olup Yunanların Kütahya, Afyonkarahisar ve Eskişehir'i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa'nın
(İnönü) yerine TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3
Ağustos 1921'de Başvekillik, Milli
Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği(Genelkurmay Başkanlığı)
görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi
ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile
birlikte bizzat cephede harekatı yönetti.
Büyük
Taarruz'un
askeri planlarını hazırladı. Zaferle
sonuçlanan bu
savaş sonunda Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi.
Cumhuriyet’in ilanından sonra milletvekilliğinden istifa
ederek 23 yıl Genelkurmay Başkanlığı yaparak Cumhuriyet tarihinde en uzun süre Genelkurmay Başkanlığı yapan kişi
olmuştur.
1946
seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız
aday olarak TBMM'de İstanbul Milletvekili seçildi. Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar'ın dönemin
Cumhurbaşkanı'nın demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği "Devr-i
Sabık yaratmayacağız" (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların
ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden istifa
ederek, 1948'de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.
Celal Bayar
Cumhuriyet döneminde Ekonomi Bakanı
, Mustafa Kemal Atatürk'ün son başbakanı ve 1950-1960 arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü ve asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanı olarak görev yapmıştır.
1907'de İttihat ve Terakki'nin
Bursa'daki gizli kolu olan "Küme" adlı örgüte girdi. Celal Bayar'ın, spor yapan Altaylı gençleri İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katmak için 1914 yılında Altay
takımını fiilen kurdu. Galip Hoca
takma adıyla, zeybek ve köy hocası kılığında köyleri dolaşarak işgale karşı propaganda
yaptı. Denizli cephesinde Demirci Mehmet Efe'ye danışman oldu. Balıkesir Kongresi kararıyla Akhisar
cephesi alay komutanlığına getirildi.
Çerkez Ethem ile
TBMM arasında arabuluculuk yapmakla görevlendirilen kurula üye seçildi, Ethem
ile görüşmeler yaptı. Mustafa Kemal Paşa'nın direktifleriyle Yeşil Ordu ve resmî Türkiye Komünist Fırkası'nın
yöneticileri arasında yer aldı.
1924'te ulusal ekonomi de belirleyici bir rol oynayan Türkiye İş Bankası'nı
kurdu ve 1932'ye kadar genel müdürlüğüne yaptı.
Aşarın kaldırıldığı, toprak dağıtımına
gidildiği, Teşvik-i Sanayi Kanunu'nun
çıkarıldığı, demiryolu yapımının hızlandırıldığı ve T.C. Merkez Bankası'nın
kurulduğu bu dönemde, ekonomi politikasının temel özelliği devlet desteğiyle
bir tür kapitalizm oluşturma düşüncesiydi. 1929 Ekonomik Bunalımı'nın
etkileri, "liberal" denen bu politikanın yerini devletçiliğe bırakmasına yol açtı. Bu
politikalar sırasında Celal Bayar Ekonomi(iktisat) Bakanı idi.
Dörtlü
Takrir'i denen Fuat Köprülü, Adnan
Menderes ve Refik Koraltan’la birlikte CHP'den istifa ederek 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti'yi (DP) kurdu ve partinin genel başkanlığına seçildi. 1950
Seçimlerinden başarı ile çıkan DP iktidarı sonucunda 1950 yılında cumhurbaşkanı
seçilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder